
Yeni Zelanda, Hindistan ve Tayland’daki merkez bankaları, para politikasındaki gevşeme eğilimini daha da artırarak, bugün faiz oranlarında beklenenden daha büyük düşüşler yaptıklarını açıkladılar.
Hindistan Merkez Bankası (RBI), bu yıl dördüncü toplantısında faiz oranlarını 35 baz puan düşürürken, Tayland Merkez Bankası (BOT) 2015 yılından bu yana ilk kez beklenmedik bir şekilde faizlerde 25 baz puanlık bir indirim yaptı.
Yeni Zelanda Merkez Bankası (RBNZ) ise resmi nakit oranını yüzde 1 ile tüm zamanların en düşük seviyesine çıkarmak için beklenen seviyenin iki katı olan 50 baz puanlık indirim yaparak pazarı şaşırttı. RBNZ’nin bu kararı ile Yeni Zelanda doları yüzde 2 değer kaybederken, Avustralya doları 10 yılın en düşük seviyesine geriledi.
Avustralya Rezerv Bankası da Haziran ve Temmuz aylarında yapılan kesintileri takiben rekor seviyelerde seyretti.
Merkez Bankaları Neden Agresif?
Para politikası piyasasındaki ana paketleme, merkez bankalarına ve ekonomik büyüme ile ilgili endişelerine işaret ediyor. Bir krizden kurtulmak için keskin para politikası eylemlerine başvuruyor.
Merkez bankalarının, ekonomideki para arzını artırmak, talepte bulunmak ve büyümeye ivme kazandırmak için bu gibi ortamlarda faiz oranlarını düşürmeye de başvurdukları bilinmektedir.
London & Capital’in kıdemli sabit gelir portföy yöneticisi Rabbani Wahhab; Yeni Zelanda, Tayland ve Hindistan’daki faiz indirimlerinin zamanlaması ve büyüklüğünün kendi ekonomilerine ve dünyanın geri kalanına açık bir mesaj gönderdiğini söyledi.
Aynı zamanda merkez bankalarının sadece ABD ve Avrupa para birimi gibi daha kolay parasal koşullara ihtiyaç duyan Euro bölgesi değil, küresel makinenin bir parçası olan diğer ekonomiler gibi büyük ekonomik bloklar olduğu görüşünde olduğuna dikkat çekti.
Küresel uzun vadeli faiz oranları, Avrupa Merkez Bankası ile birlikte geçen yıl açıklanan ABD Federal Rezervi ile birlikte bu yıl daha sonra yapılabilecek bir potansiyel faiz oranına işaret ettiği için bu endişeleri dile getirerek, bunu karşılamak için tarihsel olarak düşük seviyelere gerilemiştir.
Ancak bölgesel rüzgazlar şu anda ABD ile Çin arasında sürmekte olan ticaret savaşından kaynaklanan küresel büyüme riskleri ile birleşmektedir.
Wahhab, “Küresel merkez bankacıları arasındaki ortak endişe, genellikle kendi başına ekonomik aktivitenin yavaşlamasının öncüsü olan enflasyondaki düşüştür. Önümüzdeki birkaç hafta boyunca merkez bankalarının daha fazla hareket ettiğini görmemizin nedeni budur,” ifadelerini kullandı.