
Para politikası konusundaki görüşmelerinde FED politika yapıcılarının birkaç faktörü göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Ancak şu ana kadar iklim değişikliği bu konulardan birisi olmamıştı.
Buna karşın küresel ısınma konusundaki endişeler arttıkça ABD merkez bankası, yüksek sıcakların, daha sık görülen şiddetli hava koşullarının ve yükselen deviz seviyelerinin ekonomik etkilerine yakından bakmaya başladı. San Francisco FED, ABD merkez bankasının iklim değişikliği ve ekonomi konulu ilk konferansına öncülük etti. “Yeşil faiz oranı” da buradan çıkan sonuçlardan biri oldu.
Etkinlik çok talep gördü ve talebi karşılamak için bir web yayını düzenlendi. FED, iklim değişikliği yapmak için finansal istikrarın bir parçası olarak İngiltere Merkez Bankası gibi merkez bankacılığı akranlarını beklerken, konferans FED’in küresel ısınmanın risklerini ve maliyetini ciddiye almaya başladığının en son işareti oldu.
San Francisco FED Başkanı Mary Daly, “Ekonominin potansiyel büyüme hızının ne olduğunu ve iklim olaylarının mı yoksa iklim riskinin uzun vadede olsa bile bunu tıraş edip etmeyeceğini bilmek bizim için para politikası açısından önemlidir,” dedi.
Bu haftaki konferansta sunulacak bildiriler, bu perspektifi çeşitli şekillerde sunar. Bunlardan bir tanesi, iklim değişikliğinin 2100 yılına kadar kişi başına düşen GSYİH açısından gerçek dünyadan yüzde 7 oranında bir miktarı çıkarabileceğini tahmin ediyor.
Diğer bir konu ise rüzgar ve güneş gibi yeşik enerjiye verilen sübvansiyonların küresel ısınmaya karşı etkili bir araç olmadığını, ancak dünyanın birçok yerinde uygulandığı takdirde karbon vergilerinin olacağını buldu.
Diğer raporlarda da iklim değişikliğinin varlık fiyatlarını nasıl etkilediğini ve ticaret politikasının sera gazı emisyonlarını sübvanse ettiğini göstermektedir.
Trump Küresel Isınmaya İnanmıyor
ABD merkez bankası, Başkan Donald Trump’ın yönetiminin var olduğunu reddettiği halde, küresel ısınmaya daha fazla odaklanıyor. İklim değişikliğini aldatmaca olarak nitelendiren Trump, Pazartesi günü resmi olarak Birleşmiş Milletler’e 12 ay içinde ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan ayrılacağını bildirdi.
Bilim adamları; arabalardan, elektrik santrallerinden ve diğer insan kaynaklarından kaynaklanan karbondioksitin, zaten güçlü kasırgalar, şiddetli kuraklık ve diğer hava koşullarında daha sık görülen iklim değişikliğinin arkasında olduğu konusunda hemfikir.
FED Başkanı Jerome Powell, kısa bir süre önce merkez bankalarının iklim değişikliğiyle ne kadar doğrudan karşı karşıya gelmeleri gerektiği konusunda çalıştığını söylemişti. Powell, geçen ay Denver’da, “İklim değişikliği türü meseleleriyle başa çıkmak için para politikası uygulayacağımızı düşündüğüm bir yerde değiliz,” demişti.
Powell, Cuma günkü konferansta olmayacak, ancak ABD’nin faiz oranlarını belirleyen beş Federal guvernörden biri olan Lael Brainard, FED’in 12 bölge başkanıyla birlikte olacak.
Brainard, Cuma günkü konferansta sunulan fikirlere yabancı değil. On yıldan daha uzun bir süre önce iklim değişikliğinin ekonomik tehdidi hakkında bir kitap düzenlemeye yardımcı oldu. Ancak 2014 yılında Başkan Barack Obama tarafından atanmasından bu yana konuyla ilgili çok az şey dile getirdi.
Faiz Oranları Yeşil Olabilir mi?
Bazı ekonomistler için FED’in iklim değişikliğinin büyümeyi nasıl etkileyebileceğini, demografik trendler gibi potansiyel olarak uzun vadeli diğer sorunlara bakacağını düşündüğü gibi düşünmesinin mantıklı olduğu dile getirildi.
Konferansta Carnegia Mellon Üniversitesi Profesörü Nicholas Muller, “yeşil faiz oranını” ana hatlarıyla belirtecek. Basitçe söylemek gerekirse; faiz oranı ayarlarının sera gazı emisyonlarının neden olduğu tahmin edilen ekonomik sürtünmeyi hesaba katması gerektiğini söyledi.
Muller bir röportajda, “Kirlilik zararları yükselirken, oranlar daha düşük olmalı,” dedi. Ayrıca makalesinde, mantıklı politika kullanımının yatırımları çevresel hedeflere yardımcı olacak ve insan hayatını kurtarabilecek şekilde eğriltebileceğini göstermektedir.
Bu fikir öngörülebilir gelecek için çok uzak bir adım olsa da FED, geçen yıl iklim değişikliği ve ekonomi üzerine olağanüstü miktarda araştırma yaptı. Bu araştırmalar, Dallas FED, üç ayda bir yayınlanan iklim değişikliğini ele aldı ve Teksas eyaletinde karbon emisyonu analizini de kapsadı.
Geçen ay Richmond FED, üç aylık yayınlarında merkez bankaları ve iklim değişikliği sonunu ele aldı. İki hafta önce San Francisco FED, şiddetli havanın fakir topluluklar üzerindeki etkisine ilişkin 168 sayfalık bir rapor yayınladı.
Bu raporda bir dizi yanıtlar veren San Francisco FED; gelecekteki riski azaltmak için adımlar atmayan, felakete maruz kalan bölgelerde yeniden borç veren bankalarının borç vermekten caydırılması gibi konulara değindi.
Buna rağmen FED, diğer büyük merkez bankalarının hala gerisindedir. Yaklaşmakta olan konferansta sunulacak araştırmaların bazıları bunun neden sorunlu olabileceğini gösteriyor.
İngiltere Merkez Bankası araştırmacısı Sandra Batten, “Ekonomistler hala küresel ısınmanın ekonominin seviyesini mi, yoksa büyüme oranını mı etkilediğini tartışıyor olsa da bu etkilerin göz ardı edilmesi, merkez bankalarının çıktı açığı ve enflasyonist baskıların gelişimini yanlış değerlendirmesine neden olabilir,” şeklindeki notlarını paylaşmıştı.
Nigel Purvis, “İklim Değişikliği ve Küresel Yoksulluk” konferansını düzenlemek için Brainard ile birlikte çalıştı ve konferansta yer almayacak. Purvis, savunuculuk grubu Climate Advisers’in kurucu ortağıdır.
Purvis, “İklim değişikliği ABD mali kurumları ve ABD ekonomisinin tamamını genişletmek için maddi riskler yaratmaktadır. İngiltere Merkez Bankası dahil, diğer finansal düzenleyiciler, iklim açıklamaları ve iklim risklerinin daha aktif yönetimi gerektiren finansal sektörlerini iklim korumaya alıyorlar. FED de aynısını yapmalı,” ifadelerini kullanmıştı.