ABD-Çin ticaret savaşı gerilimlerinden etkilenen dolar/TL dünkü işlemlerinde düşüşe yönelerek 5.58 seviyelerinde dalgalanmıştı. Başkan Donald Trump’ın ticaret ortamını yeniden alevlendirmesi küresel piyasaların tamamı üzerinde bir etki yaratırken ortamdaki belirsizliğin arttığını söylemek mümkün olabilir.
Küresel piyasalara hakim olan artan belirsizlik ve ticaret savaşlarının yarattığı ortam başta Amerikan Merkez Bankası’nı (Fed) güvercin bir politika izlemeye yöneltirken, dolar/TL de bu durumdan etkilendi.
ABD doları iki ay üst üste TL karşısında değer kaybederken, Temmuz ayında da %3,5 düşüş kaydetti. Böylelikle değer kaybını üçüncü aya taşıdı.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan bazı analistler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) başkan değişikliğine rağmen, İstanbul seçimlerinin ardından kendini gösteren sakin hava ile piyasaların güvercin tutumunun dolar/TL’de yukarı yönlü hareketlere engel olduğunu düşünüyor.
12 Temmuz itibarıyla başlayan S-400 teslimatının ardından ABD’den Türkiye’ye uygulanacak olası yaptırımların ertelenmesi ve bununla birlikte gerginliğin azalmasıyla TL’deki muhtemel değer kayıplar azaldı. Bununla birlikte Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğal gaz arama çalışmaları için Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım kararlarının TL üzerindeki etkisi de sınırlandı.
ABD Savunma Bakanı Pentagon’un Türkiye’yi F-35 programından çıkarmasına rağmen yumuşak bir dille açıklama yapılması da TL’nin değer kayıplarını en aza indirdi. Bir süredir ABD’de tutuklu olan Halkbank’ın eski Genel Müdürü Hakan Atilla’nın serbest bırakılması da ortamı biraz yumuşattı.
TCMB’nin yaptığı 425 baz puanlık faiz indiriminin ardından piyasalarda yükselen tansiyona sebep olmasına rağmen aynı gün Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) faiz indirimine gitmemesi ve aşırı güvercin bir tutum izlemesi piyasalarda sakinliğe neden oldu.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova İstanbul seçimlerinin yenilenmesi ve merkezi hükümetin çıkan sonuçları olgunlukla karşılamasıyla birlikte Türkiye’nin iç siyasi riskinin yok olduğunu belirtti.
Açıklamalarını sürdüren Arzova, Fed Başkanı Jerome Powell’ın faiz kararının ardından yayımladığı açıklama metnindeki ifadelerin piyasaların beklentisiyle uyumlu olduğunu fakat buna rağmen açıklamalarının kafa karışıklığına sebep olduğunu söyledi.
Bununla birlikte ABD’nin ekonomik verilerini kötü bulmadığını ifade eden Arzova, ilk çeyrekteki %3,1’lik ve ikinci çeyrekteki %2,1’lik büyümeyi oldukça kuvvetli bulduğunu belirtti. Fed’in faiz indirimine de değinen Arzova, 25 baz puanlık indirimin verilerle uyum sağlamadığını söyledi. Bu indirimin yalnızca Trump’ın baskısı ve piyasaların isteği üzerine yapıldığını düşündüğünü açıkladı.
Arzova’ya göre Ağustos ayında dolar/TL’yi etkileyecek çok fazla unsur bulunmuyor ve ona göre TL dış piyasalarla uyumlu şekilde hareket edecek.
Yatırımcıların ABD ile İran arasındaki gerilimden kaynaklanan jeopolitik riskleri büyük bir dikkatle takip ettiğini belirten Arzova, Çin-ABD arasındaki ticaret savaşının da riskleri artırabileceğini ifade etti. Bunun yanında faiz indiriminin ardından mevduat sahiplerinin alacağı kararların önemine dikkat çekti.
Yatırımcıların dövize yönelmesinin ekonomik beklentiler üzerindeki olumsuzluğa işaret ettiğini aktaran Arzova, gelecek dönemde ekonomiye duyulan güvenin artmaya başladığını bildirdi. Ona göre bu güven artışında ise kredili satın alımlardaki artış ve yabancı para mevduatı etkili oldu.
AA Finans Analisti Cüneyt Paksoy, sona eren İstanbul seçimleri ve ihracat-turizm sektöründe pozitif ivmenin korunmasının TL’nin dolar karşısındaki değeri üzerinde etki yaratan unsurlardan biri olduğunu aktardı.
Paksoy’a göre düşük seyreden enflasyon ve bu yöndeki manevra alanı TL’nin olumlu seyrine sebep oldu. Ayrıca başta Fed olmak üzere çoğu önemli ülkelerin merkez bankalarının para politikasında değişikliğe gitmesinin de piyasalardaki olumlu manevra alanını desteklediğini belirtti.
Paksoy, Türkiye-ABD ilişkilerinin Ağustos ayında dolar/TL üzerinde en büyük etkiyi yaratacağını düşünmekle birlikte, dolar kurunda beklenen gevşemenin gerçekleşmemesi halinde temkinli olmak gerektiğini savundu. Dolar kurunda belirli bir bant aralığında dalgalanma öngören Paksoy, kurun 5,70-5,75 üzerine kalıcı olarak çıkması ihtimalini değerlendirdi.
Bu durum gerçekleştiği anda 5,85-6,00 ve 6,15-6,30 aralıklarının kurda potansiyel direnç seviyeleri olacağını öngördü. Bunlara ek olarak, 5,70-5,75 seviyesinin altındaki kapanışlar ona göre önem taşıyor. Paksoy’un açıklamalarına göre, kurda 5,58 seviyesinin kırılması halinde sırasıyla 5,50 ile 5,25-5,45 arası seviyeler görülebilir.
işlem yapmak için
GCM Yatırım
yanınızda!
Paratic Haber
Paratic Piyasalar
