
Almanya Maliye Bakanlığı, Federal Adalet ve Tüketicinin Korunması Bakanlığı ile birlikte önemli bir bildiri yayınladı. Elektronik menkul kıymetlerin getirilmesi ve bazı kripto-tokenlerin halka arz edilmesinin düzenlenmesinin üzerinde duruldu. Alınan önemlerle birlikte Almanya’nın lider dijitalleştirme ve FinTech lokasyonlarından biri olarak rolünü güçlendirmeyi hedeflediği anlaşıldı.
Almanya’nın dijitalleşme konusunda liderlik rolünü ele alması için menkul kıymetler piyasasında çeşitli düzenlemelerin yapılması gerekiyor.Bakanlık, kripto para birimlerini de kapsayan bu düzenleme konusunda 12 Mart 2018 tarihinde yapılan koaliyon anlaşmasının bir adımı atmaya hazırlanıyor. Yani Almanya’nın önde gelen dijitalleşme ve FinTech bölgelerinden biri olarak rolünün güçlendirilmesi ve bir blok zinciri stratejisinin geliştirilmesi öngörülüyor.
Bu kilit konu başlıklarının amacı ise hedeflere ulaşmaya katkıda bulunmak şeklinde açıklandı. Alman kanunlarına göre; elektronik menkul kıymetler geliştirilmeli ve şu anda zorunlu olan menkul kıymetlerin belgeleme işleri (bildiri formu) kısıtlama olmadan uygulanabilmelidir. Elektronik menkul kıymetlerin düzenlenmesinde, Blockchain/Distributed Ledger Technology (DLT) gibi teknolojilerin kullanılabilir olması gerektiği ifade edildi.
Bakanlık, dijital enstrümanların düzenlenmesi için bir kural oluşturulması gerektiğine de dikkat çekti.Bu kapsamda, “Teknik standartların ve gerekliliklerin hızla değişebileceği gerçeği göz önüne alındığında, belirli teknik detayların yasal düzenlemelerle yapılması için yetki verilmelidir,” ifadelerine de yer verildi. Hükümet ise inisiyatifin elektronik tahvillerle başlaması ve dala sonra dijital hisse senetlerine geçmesi gerektiğini belirtti. Bunun nedenini ise ikincisi için gerekli olan düzenleme miktarının herhangi bir elektronik menkul kıymetin zamanında girişini geciktirebileceği şeklinde açıkladı.
Ülkedeki bir gazetede ise tüm bu menkul kıymetlerin devlet tarafından denetlenen bir kurum tarafından yönetilen, tek bir merkezi sicil kaydedilmesi gerektiğini anlatan belgede, “manipülasyon olasılığını önlemek amacıyla” ibarelerinin de yer valdığı belirtildi. Aynı zamanda, “elektronik menkul kıymetlerin edinimi ve devri ile iyi niyet koruması için ayrı düzenlemeler sağlanması gerektiğine de değinildi.
Bakanlık tarafından ülkede alım-satım işleri için dijital menkul kıymetler kullanılıyorsa merkezi güvenlik deposuna kayıtlı olması gerektiği söylendi.Aynı zamanda perakende yatırımcıların genellikle tokenize edilmiş menkul kıymetleri yalnızca aracı bir kurum aracılığıyla alabilmeleri gerektiğinin de altını çizdi. Bildiride, dijital menkul kıymetler için blok zinciri kullanılabileceği ancak, mutlaka yapılması gerekmediği belirtildi.
Bakanlığın bildirisinde, “Blockchain teknolojisinin kullanımı, özellikle halka açık olanlarda yüksek enerji gereksinimlerinin modern gelişimi ve iklimsel etkileri bakımından ayrıcalıklı olmamalıdır,” ifadelerine yer verildi. Menkul kıymet ihraççılarına uygulanan gerekliliklerden muaf tutulabileceklerini düşünerek, faydalı belirteçler konusuna da değinildi.
Bildiride konu hakkında; “Kural olarak, kamu hizmet sağlayıcıları, Alman Menkul Kıymetler Ticaret Kanunu uyarınca menkul kıymetler, yatırımlar veya diğer finansal araçlar teşkil etmemektedir ve çoğu durumda gelecekte elektronik tahvil olmayacaktır. Ancak bir kamu tarafından yardımcı program belirteçleri yalnızca sağlayıcı daha önce bir bilgi sayfası yayınladıysa gerçekleşebilir,” ifadeleri yer aldı.
Alman milletvekilleri ve hükümet organları tarafından kapalı kapılar ardında tartışılan konularla ilgili mevzuatın ise yolda olduğu söylendi.Avrupa’daki kapsamlı güvenlik birimlerinin bir düzenlemesi olmadığı sürece, bunlarla başa çıkmanın bir dizi sorun anlamına gelebileceğine dikkat çekildi. Bir kripto parayı tutmanın, yasal bir bakış açısıyla eşitlik elde etmek anlamına gelmeyeceği belirtildi. Temettü ödemelerinin yasal olarak bu şekilde ödenmesinin henüz uyumlu olmadığına dikkat çekildi.
Maliye Bakanlığı’nın belgelerinde ise Avrupa’nın bir finans merkezi olarak Almanya’nın tokenize finansta liderlik konumunu da sağlayacağına yönelik detaylar da yer alıyor. Bu kapsamda ülkenin, gelecekte Avrupa Birliği çapında güvenlik düzenlemelerinin tonunu belirleyebileceği ifade ediliyor.