
ABD ile Çin, ticaret ve teknoloji konusundaki anlaşmazlıklarını devam ettirirken bazı uzmanlar Tayvan’ın bir pazarlık kozu olarak değerinin arttığını söylüyor. Sonuçta kendi kendini yöneten adanın, dünyanın iki süper gücünün rekabetinde birçok önemli noktadan biri olduğu göze çarpıyor.
Bucknell Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü olan Zhiqun Zhu da Tayvan’ın ABD-Çin ilişkilerinde, Washington’un her zaman oynayabileceği bir satranç taşı olduğunu söyledi. CNBC’ye konuşan Zhu; “Tayvan’ın ABD için olan değeri, ABD ile Çin gerilimleri yükselirken yalnızca artacaktır” dedi.
Nihayetinde Çin Komünist Partisi’nin Tek Çin politikası gereğince, kendi kendini yöneten ada ana kara Çin’in bir parçası.Çin Devlet Başkanı Xi Jinping daha önceki bir konuşmasında Çin’in Tayvan’la yeniden birleşmesi gelmesi gerektiğini ve gerekirse bunun zorla yapılmasını söylemişti. Ayrıca Washington’un son askeri ve politik hamleler, Pekin tarafından Tayvan’ın bağımsızlık hareketine destek olarak görülmüştü. Geçen hafta Singapur’da konuşan Çin Korgenerali Shao Yuanming, Washington’un Tayvan’a desteğinin, Tayvan’ın bağımsızlık güçlerine yanlış işaretler gönderdiğini dile getirerek şöyle demişti:
Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden Bonnie Glaser bu noktada; “ABD’nin Tayvan’ı kart olarak kullanması, üç yönlü ilişkide Trump iktidara gelmeden önce var olmamış yeni bir faktördür” dedi. Trump’ın etkileşimsel bir başkan olduğunu söyleyen Glaser, onun çoğu zaman masaya bir şey koymak için istekli göründüğünü aktardı. Sonuçta askeri cephede Trump yönetimi yıllardır Taipei’ye silah satışını hızlandırarak Pekin’i kızdırmıştı.
Bu arada, diplomatik meseleler de ön plana çıktı. Mayıs ayında ABD ve Tayvan’dan gelen üst düzey güvenlik yetkilileri yaklaşık 40 yıldır ilk kez bir araya gelmiş ve söz konusu toplantı Pekin’in tepkisini çekmişti. Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan Lu Kang, Pekin’in ABD ve Tayvan arasındaki resmi toplantılara şiddetle ve kesinlikle karşı çıktığını dile getirmişti. ABD-Tayvan toplantısına ilişkin görüş bildiren savunma analisti Derek Grossman da bu tür toplantıların bir süredir özel olarak devam ettiğini kaydetti.
Tayvan 2020’de yapılacak başkanlık seçimleriyle alakalı olarak da konuşan Grossman, mevcut lider Tsai Ing-Wen’in yeniden seçilmesi durumunda karşılıklı iki kıyı gerilimlerinin 2020-2024 arasında yükselmesinin muhtemel göründüğünü öne sürdü.
Glaser da bu fikri yineleyerek Demokratik İlerici Parti’den bir adayın seçilmesi durumunda Çin’in askeri, diplomatik ve ekonomik baskıyı yoğunlaştıracağını bildirdi. Grossman gerginlikleri kontrol altında tutmak için en iyi umudun muhalefetteki Kuomintang partisinden bir adayın başkanlık yarışını kazanması ve Tek Çin politikasını kabul etmesi olabileceği yorumuyla da dikkat çekti.