
Uluslararası Finans Enstitüsü (IFF) küresel hanehalkı borcunun güncel durumu ve koronavirüs etkilerini gösteren raporunu yayımladı. Yapılan açıklamaya göre küresel hanehalkı borcu 2007 – 2019 arasında 12 trilyon dolar artış gösterdi.
Bu artışla birlikte 47 trilyon dolara ulaşırken, şu ana kadar 724 bin kişiye bulaşan ve ekonomiye çok ciddi darbe vurması beklenen koronavirüs salgınının, hanehalkı borcunu artırması bekleniyor.
IFF tarafından hazırlanan araştırma sonucuna göre, Covid-19 salgını hanehalkı borç yükünü ağırlaştıracak.Son verilere göre hanehalkı borcunun küresel gayrisafi yurt içi hasılanın %60’ına denk geldiği bildirildi. Şirketlerin 2007’den 2019 yılına kadar olan borçlarının 31 trilyon, kamu sektörünün ise 34 trilyon dolar arttığı söylendi.
Söz konusu dönemde hanehalkı borcu 12 trilyon dolar artarken, 47 trilyon dolar ile rekor seviyede kaydedildi. Rapora göre koronavirüs pandemisi iş kayıplarına ve hanehalkı borç yükünün artmasına sebep olacak.
Değerlendirmeye alınan 75 ülkenin neredeyse tamamına yakın kısmının hanehalkı borcunun toplam GSYH’ye oranının 2008 krizi öncesindeki seviyeleri geçtiği açıklandı. Söz konusu oranın yüksek olduğu bazı ülkeler; Kanada, Finlandiya, Fransa, Norveç, Yeni Zelanda, Belçika, İsveç ve Lüksemburg olarak kaydedildi.
IIF Sürdürebilirlik Araştırma Direktörü Emre Tiftik, Türkiye’nin hanehalkı borcu açısından düşük olan ülkeler arasında yer aldığını söyledi.Türkiye’de hanehalkını borcunun GSYH’nin %14’üne denk geldiği ve 2013 yılından bu yana gerilediği söylendi. Bu oranın Rusya’da %18, Birleşik Arap Emirlikleri ve Polonya’da %22, Lübnan ve Çin’de %55 olduğu açıklandı. Koronavirüs salgınını ekonomide ve tüketimde olumsuz etki yaratması sebebiyle, bu yıl borç oranlarının rekor düzeylerde gelmesi bekleniyor.
Küresel boyutta yaklaşık 25 milyon kişinin işsiz kalacağı tahmin ediliyor. Gelir kaybının ise 860 milyar ile 3,4 trilyon dolar arasında olması öngörülüyor. Yapılan araştırmalarda bu iş kaybının geçici olacağını fakat sosyoekonomik ve finansal durumun zayıf noktalarını daha da kötüleştireceği ifade edildi.
Dayanıklı tüketim malları başta olmak üzere birçok tüketim kaleminde belirgin derecede düşüş olması bekleniyor. Yapılan açıklamada “Konut kredilerinde erteleme veya geç ödeme, yaygın iş kayıpları nedeniyle sert bir artış gösterebilecektir. Bu da özel ve kamu finans kuruluşlarının bilançolarında baskı oluşturabilecektir.” ifadesine yer verildi.