
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun Eylül toplantısına ilişkin özet metnini yayımladı. Banka geçen hafta gerçekleşen PPK toplantısında, politika faiz oranını 325 baz puan düşürerek, %16,50 seviyesine çekti.
Piyasalar faiz indirimi sonrasında, toplantıda alınan kararların detaylarını bekliyordu. Az önce yayımlanan özet metninde para politikası üzerindeki risklere değinilirken, enflasyonun Eylül ayında da yavaşlamaya devam edeceği aktarıldı.
Enflasyonu düşüren en büyük faktörlerin temel mal ve enerji grupları olduğu belirtilirken, gıda enflasyonundaki yavaşlamanın sürdüğü kaydedildi.Merkez Bankası toplantı özetinde yıllık enflasyonun Ağustos itibarıyla %15,01 gerilediği hatırlatılarak yavaşlama eğiliminin devam ettiği belirtildi. Çekirdek göstergelerindeki olumlu seyrin korunduğu Ağustos ayında, yıllık enflasyonun hem işlenmemiş hem de işlenmiş gıda grubunda gerilediği kaydedildi.
Mayıs ayından bu yana yükselen gıda fiyatlarının yavaş yavaş gerilediği, öncü göstergelerdeki eğilimin ise Eylül ayında da düşük geleceği tahmin edildi. Son açıklanan TÜFE verilerine göre enerji grubu fiyatları %0,34 oranında arttı.
Söz konusu dönemde Türk lirasında istikrarın sürdüğü, petrol fiyatlarının gerilediği, buna bağlı olarak da akaryakıt ve doğal gaz fiyatlarındaki yükselişin sınırlı olduğu ifade edildi.
Ağustos ayında doğal gaz fiyatlarına iki defa zam uygulanmıştı. Bir sonraki veri dönemi olan Eylül’de bu fiyatların yükseleceği öngörülürken, enerji grubu enflasyonunun baz etkisiyle gerilemeye devam edeceği tahmin edildi. Temel mal grubunda meydana gelen 4,79 puanlık düşüşün dayanıklı ve diğer temel mal gruplarında daha net hissedildiği aktarıldı.
Beyaz eşya fiyatlarında artış olmasına rağmen dayanıklı mal gruplarının fiyatlarında düşüş olduğu, otomobil fiyatlarının da aynı şekilde azaldığı açıklandı. Diğer temel mallar grubunda 2010 yılının Haziran ayından bu yana ilk defa düşüş olurken ekonomik faaliyetlerdeki olumlu seyrin etkisiyle temel mal grubu enflasyonunun yavaşladığı kaydedildi.
Hizmet grubu enflasyonunun %14,19’a gerilediği hatırlatılan PPK özet metninde, iç talep koşullarının hizmet enflasyonu üzerindeki düşürücü etkisinin reel birim işgücü maliyetleri ve geçmiş enflasyon endeksleme eğilimine bağlı olarak sınırlı kaldığı açıklandı.
Önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüşün etkisiyle ekonominin kademeli olarak toparlanacağı açıklandı.Son dönemde ekonomik faaliyetlerde ılımlı bir toparlanma olduğu belirtilen toplantı özetinde sanayi üretiminin Temmuz ayında aylık %4,3 oranında yükseldiği hatırlatıldı. Bu artışın Haziran ayında gerçekleşen bayram tatiline rağmen olması sektörün iyileşme gösterdiğinin ispatı oldu.
Küresel boyutta hissedilen büyüme zayıflığına rağmen Türkiye’nin mal ve hizmet ihracatında artış olduğu özellikle de turizm sektöründe ivme yakalandığı belirtildi. Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracatın kısmen yavaşladığı fakat diğer bölgelerdeki performansın hız kaybetmediği belirtildi.
Başta turizm sektörü olmak üzere giyim, dayanıksız tüketim malları, taşımacılık hizmetleri gibi alanların etkisiyle ekonominin kademeli bir şekilde toparlandığı ifade edildi. İç piyasadaki iyileşmeye bağlı olarak firmaların dış piyasalara yönelme eğiliminde olduğu, pazarlarını genişletmek istediği, mal ihracatını artırma çabasında olduğu kaydedildi.
Son verilere göre tarım dışı istihdam rakamlarının azaldığı, tarım dışı işsizliğin ise arttığı belirtilirken işgücü piyasasının zayıf seyrini koruduğu ifade edildi. Bir sonraki dönemde de net ihracatın ekonomik büyümeye katkılarının devam edeceği, enflasyondaki iyileşmeye bağlı olarak risk priminin düşeceği ve ekonominin destekleneceği bildirildi.
Küresel ekonomi üzerinde risk unsurları olan Brexit, ticaret savaşı ve büyüme yavaşlığı gibi faktörleri değinildi.ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşının korumacılık politikalarını artırdığı, bunun da küresel iktisadi faaliyetler üzerinde ivme kaybı yarattığı belirtildi. İlaveten İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecine dair yaşanan belirsizlik, Çin ve Euro Bölgesi’ndeki yavaşlamanın da küresel ekonomik faaliyetlerde aşağı yönlü risk yarattığı bildirildi.
Söz konusu gelişmelerin etkisiyle emtia fiyatlarının gerilediği, bunun daha gelişmiş ve gelişmekte olan ülke enflasyonlarını aşağı çektiği yorumlandı. Gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarında genişleyici yollara yönelmesi, gelişmekte olan ülke finansal varlıklarını destekledi.
Türkiye risk biriminin makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ve para politikasındaki temkinli duruşun sayesinde gerilediği açıklandı. Öte yandan var olan jeopolitik risklerin ve küresel belirsizliklerin hem kur oynaklığında hem de risk primi üzerinde baskılayıcı unsur olduğu eklendi. Temmuz ayında yapılan faiz indiriminden sonra bankaların da mevduat faizlerini düşürdüğü, bunun ardından Türk lirasına talebin arttığı belirtildi.
PPK özet metninde enflasyondaki düşüşün devam etmesi için ülke risk priminin gerilemesi ve faizlerin uzun vadeli bir şekilde aşağı çekilmesi gerektiği vurgulandı. Bu bağlamda Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği ifade edildi. Enflasyonun en asgari düzeyde artış göstermesi amacıyla Merkez Bankası’nın finansal oynaklık ve risk primini düşürmeye yönelik adımlar atacağız vurgulandı.
“Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair esas alınan görünüm fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye odaklı, para politikasıyla eşgüdüm arz eden bir politika duruşu içermektedir. ” denilen metinde, maliye politikasının sapması ve enflasyonu olumsuz etkilemesi halinde para politikasının güncellenmek zorunda kalınacağı ifade edildi.