
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, pandeminin küresel ticarete etkilerini ve önümüzdeki sürece ilişkin beklentilerini paylaştığı bir rapor yayımladı. Dünya genelinde Covid-19 vaka sayısı 22 milyonu aşarken, hayatını kaybedenler 777 bin 470 oldu.
Kurumun hazırladığı raporda küresel ticaret aktivitelerinde toparlanmanın başladığı fakat birçok yerde artan vakaların ve ikinci dalga endişesinin risk oluşturmaya devam ettiği söylendi.
Yapılan analize göre küresel ticaret, tüketici talebindeki yavaş toparlanmanın etkisiyle kademeli bir iyileşme gösterecek.Global trade activity will pick up gradually, driven by a slow rebound in consumer demand over the rest of 2020. The rising risk of a widespread resurgence of #coronavirus infections could cause renewed supply chain disruptions. Here's our latest analysis: https://t.co/bIBYPpjxnz pic.twitter.com/hZRKk6N8Jj
— Moody's Investors Service (@MoodysInvSvc) August 17, 2020
Aralık ayında Çin’de başlayan salgın hastalık, Mart ayı geldiğinde dünyanın her yerine yayılmıştı. Bazı yerlerde durdurulsa da ABD, Fransa ve İran gibi yerlerde vakalar hala yüksek seviyede. Pandeminin etkisiyle hayat durma noktasına gelirken, bu durum ticari faaliyetleri de sekteye uğratmıştı.
Moody’s raporunda, Nisan ayındaki dip seviyeden bu yana ticaretin belirgin bir iyileşme gösterdiği söylendi. Yılın geri kalanında da kademeli bir toparlanma beklenirken, ikinci dalga ihtimaline dikkat çekiliyor. Ülkelerin pandemiyle mücadele ederken ticaret müzakerelerine de odaklanamayacağı belirtildi.
Bu noktada ABD ile Çin arasında yeniden artan tansiyon hatırlatıldı. İlaveten ABD ile AB ve Hindistan arasındaki ticaret görüşmelerinin de ertelenebileceğine dikkat çekildi. Bir yandan pandemi, diğer yandan ticaret çekişmelerinin küresel tedarik zincirinin sağlamlığını test ettiği söylendi.
Pandeminin tedarik zincirinde yerelleşmeyi artırabileceği söylenen analizde, özellikle gıda ve ilaç gibi ürünlerin kritik öneme sahip olduğu belirtildi. Tüketim tarafında artış oldukça dijital hizmetlerdeki aktivitelerin de artmaya devam edeceği ve hükümetlerin bu alanlara daha çok ağırlık vereceği söylendi.
ABD ile Çin başta olmak üzere ülkeler arasındaki ticaret gerilimleri de toparlanmayı geciktiriyor.
Yapılan açıklamada Çin’in Hong Kong’a yönelik çıkardığı ulusal güvenlik yasasının, koronavirüs pandemisinin ve ABD ile Çin arasında devam eden gerilimin ticaret müzakerelerini bozduğu söylendi. Birinci aşama anlaşmanın büyük olasılıkla Kasım ayına kadar yürürlükte kalması öngörülüyor.
Yaşanan sürecin ikinci aşama anlaşmanın ertelenmesine sebep olacağını düşünen analistler, her iki tarafın da faz bir anlaşmanın şartlarını gözden geçirebileceğini aktardı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Haziran ve Temmuz aylarında birçok ülkede ticari aktivitelerde toparlanma olduğu belirtildi.
Aşağıdaki tabloya göre Fransa ve İtalya’daki toparlanmanın daha belirgin olduğu görülüyor. Kurum analistleri üçüncü çeyrekte inişli-çıkışlı bir toparlanma beklerken, ikinci dalganın çok daha büyük bir şok yaratacağını belirtti.

Gelişmiş ülkelerde tüketici talebinde artış olmasının, ekonomileri iyileştirmede en büyük destek olacağı söylendi. Dünya genelinde endüstriyel faaliyetlerdeki toparlanmada Çin’in en ön sırada olduğu belirtildi. Nisan ayında genel olarak tüm ülkelerde dip seviyenin görüldüğü, ancak Çin’in Mayıs’ta keskin bir yükseliş gerçekleştirdiği söylendi.
Hatırlanacağı üzere Çin, uyguladığı sıkı karantina kuralları sayesinde salgını iki ay gibi kısa bir süre içinde kontrol altına almayı başardı. Kalabalık nüfusu göz önünde bulundurulduğunda 84 bin vaka ve 4 bin 600 can kaybıyla salgını geride bıraktı denebilir.