İngiltere Finansal Krizden Bu Yana En Yüksek Resesyon Riskiyle Karşı Karşıya

Bağımsız düşünce kuruluşu Resolution Foundation tarafından yapılan yeni bir araştırma, İngiltere’nin Brexit belirsizliği ve küresel ekonomik yavaşlama nedeniyle finansal krizden bu yana en yüksek resesyon riskiyle karşı karşıya olduğunu öne sürdü. İngiliz kuruluş, BOE para politikası kartlarının çoğunu zaten oynamışken bir sonraki krizin etkilerini azaltmak için acil planlara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

İngiltere kabaca 10 yılda bir teknik durgunluklar yaşarken küresel ticaret ve iç politik baskıların birleşimiyle, kitlesel iş kayıpları ve sosyo-ekonomik zararlardan kaçınılamayabileceği söylendi. Nitekim üreticilerin Haziran’da 6 yıldan fazla sürenin en kötü aylarını geçirmeleri ve tüketici borçlanmasının 2014’ten bu yana en yavaş hızında artmasıyla İngiltere ekonomisinin zaten daralmakta olduğunu gösteren bazı kanıtlar vardı.

Bununla birlikte İngiltere Merkez Bankası geçen ay ikinci çeyrekte ekonomik büyüme tahminini sıfıra indirdi. Diğer tarafta İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden 31 Ekim’de ayrılması kararlaştırılmışken ülkenin çıkış tarzındaki belirsizliği artıran yerel bir liderlik yarışı da söz konusu.

İlgili Haber

İngiltere Merkez Bankası Gösterge Faiz Oranını Değiştirmeyerek %0,75’te Bıraktı

Haberi Görüntüle »

Başbakan Theresa May’in yerini alması beklenen Boris Johnson, AB’yi belirlenen tarifte anlaşmalı ya da anlaşmasız bir şekilde ayrılmayı taahhüt ederken bu hareketin İngiltere ekonomisine geniş çapta zarar vereceği tahmin ediliyor. Rapor, son beş durgunluğun İngiltere’de hane halkı başına 2.500 sterlin zarara eşit ekonomik darbe yarattığını ve işsizliği 1 milyon artırdığı kaydedildi.

2008’in son durgunluğu sırasında, İngiltere’deki faiz oranları kademeli olarak yüzde 5.75’ten yüzde 0.5’e indirilmiş, parasal genişleme 375 milyar sterlin olmuş ve KDV yüzde 15’e düşürülmüştü. Resolution Foundation araştırma direktörü James Smith, eli kulağında olan resesyon öncesinde İngiltere’deki politika yapıcıların küresel finansal kriz öncesinde yaptıkları gibi manevra için aynı alana sahip olmadıklarını bildirdi.

Tarihsel olarak halihazırda en düşük seviyelerde olan faiz oranlarına ve parasal genişlemenin geçmişteki aynı etkiyi yaratmasının muhtemel görünmediğine işaret eden Smith, politika yapıcıların bir plan yapmaları gerektiğini söyledi ve politika cevap veremezse bir resesyonun bir çöküntü haline gelebileceğini vurguladı.

Dünyadaki politika oranlarının önümüzdeki yıllarda daha da artmasının pek olası görünmediğini anlatan Smith, bunun merkez bankalarının bir sonraki durgunluk döneminde talebi aktif olarak desteklemeleri için küçük bir alan anlamına geldiğini savundu. “Bu bir problem. Model temelli kanıtlar bunu gösteriyor, eğer para politikası faiz oranlarındaki etkili alt sınır nedeniyle dengeleme rolünü yerine getiremiyorsa, o zaman bir durgunluk çok daha zarar verici olabilir.” dedi.