
Son günlerde hareketli dönemler geçiren Euro Bölgesi ve üye ülkeleri, açıklanan ekonomik verilerle konuşuluyor. Bu sabah Fransa’nın yılın ikinci çeyreğine ilişkin ekonomik büyümesinin yavaşladığı öğrenilmişti. Şimdi de bir diğer büyük ekonomiye sahip olan Almanya’nın TÜFE verileri açıklandı.
Verilere bakıldığında Almanya’da TÜFE’nin Temmuz ayında yıllık bazda %1.7 oranında arttığı görüldü. Beklentiler ise %1.5’lik bir artıştı. Aylık bazda bakıldığında ise beklenti %0.3 oranındaydı. Buna karşın %0.5 artış meydana geldi.
AB uyumlu TÜFE bundan önce %1.5 artmıştı. Şimdiki beklenti ise %1.2 iken verilerin açıklanmasıyla %1.1’lik artış olduğu görüldü.Almanya’nın TÜFE verileri aylık bazda incelendiğinde, Nisan’da %1 ile yıl içindeki en iyi artışını kaydetmişti. Şimdiki sonuçlarla ise Temmuz ayında aylık %0,5 ile son 3 ayın en iyi seviyesini görmüş oldu. Yıllık bazda bakıldığında ise yine Nisan’daki %2 oranındaki artıştan sonra Temmuz’daki %1.7’lik artışıyla son 3 ayın en yüksek seviyesini yakaladı.
Bilindiği gibi Almanya, dev ekonomisine rağmen 2018 yılının son çeyreği itibarıyla daralma sinyalleri vermeye başlamış ve 2019’un ilk yarısında ise başta PMI verileri olmak üzere, diğer göstergelerinde de olumsuzluğa işaret etmişti. Buna rağmen ülkenin enflasyon rakamları bölge ortalamasına yakın seyretmekle birlikte Temmuz ayında gelen rakamlar yüz güldürdü.
Bugün açıklanan bu aya ilişkin Almanya Tüketici Güven Endeksi’nde de Temmuz’da ölçülen 9,8 puan, Ağustos ayında 9,7’ye geriledi. Bunun son 26 ayın en düşük seviyesi olduğu öğrenildi.Ülkenin Temmuz ayında ölçülen puandan 0,1 oranında düşük gelmesi Ağustos ayı için beklentilerin altında kaldığını gösterdi. Ülkede ihracattaki ivme kaybı etkisinin ardından TÜFE’nin 2017 yılının Nisan ayından bu yana en düşük seviyesine gerilediği görüldü.
Almanya merkezli pazar araştırma şirketi GfK araştırmacısı Tolf Buerkl, ticaret gerilimlerinin, Brexit sorununun ve küresel ekonomideki yavaşlamanın “resesyon endişelerini” artırdığını söyledi.
Alman hükümeti bu yıl için ekonomik büyüme oranını %0,5 olarak öngörürken; ülkede işgücü piyasasında istikrarlı duruş, enflasyon üzerindeki ücret artışları ve borçlanma maliyetlerinin düşük tutulması iç tüketimi destekliyor.