
Simone Kaslowski, döviz kurları ve enflasyon hakkında genel bir değerlendirmede bulundu. Ekonomide son dönemde iyiye doğru bir gidiş olduğunu ancak makroekonomik reformlar yapılmadığı sürece bu durumun kalıcılık sağlayamayacağını söyledi. Kur dalgalanması ve enflasyon hedeflemesi olan bir ülkede ise döviz kuru tahmini yapmanın doğru olmadığını sözlerine ekledi.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, ileriye dönük yatırımların öneminden bahsetti.Kaslowski, ekonomik göstergelerde son dönemde yaşanan iyileşmenin objektif bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini, ileriye dönük yapılacak yatırımların gelecekte büyüme ve istihdam açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
İyi anlamda gelişmeler olduğunu fakat bunun kalıcı hale gelebilmesi için makroekonomik reformların hayata geçirilmesinin şart olduğunu dile getirdi. İş dünyasının ekonomik anlamda aşılması gereken engellerle mücadelede hazır olduğunu aktardı.
Büyümede yüzde 5 oranının yakalanması halinde, yeniden potansiyel büyümeye ulaşılabileceğini söyledi.Cari açığın iç talepteki daralmaya bağlı olarak azaldığını söyleyen TÜSİAD Başkanı, öte yandan işsizliğin artmaya devam ettiğini hatırlattı. Ülke genelinde toplam yatırım harcamasında düşüş olmasının da bir başka endişe verici gelişme olduğunu, eğer yatırımlar artmazsa ekonomik büyüme hedeflerine ulaşılamayacağını aktardı. Hedefin %5 olmasına rağmen bunun 3-5 katına çıktığımızı, fakat buna bir daha izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Kurda aşırı oynaklık olduğu zamanlarda Merkez Bankası’nın gerekeni yapacağını belirten Kaslowski, kurdaki düşüşün döviz borcu olanlar için iyi bir gelişme olduğunu fakat ihracatçılar açısından olumsuz olabileceğini dile getirdi. Geçtiğimiz hafta sonu Merkez Bankası Başkanı’nın görev değişikliğinden sonra yapılan yorumda, kurumun bağımsız olması gerektiği vurgulanmıştı.
Esas olarak beklentinin oynaklıkta düşüş olması olduğunu, kendilerinin ise bunun yerine enflasyon ve büyüme gibi rakamları yakından takip ettiklerini anlattı. Bu konudaki düşüncelerini; “Dalgalı kur rejiminin uygulandığı ve enflasyon hedeflemesinin olduğu bir ülkede döviz tahmini tartışmak da doğru değil diye düşünüyoruz. Enflasyon hedefi sıkı sıkıya tutturulduğunda kur tahmin etmeye gerek kalmayacaktır.” açıklamasıyla pekiştirdi.
Ana hedefleri olan rekabetçi bir ekonomi için önümüzde gerekli fırsatların olduğunu belirtti.Eğer rekabetçi bir ekonomi ve öngörülebilir yatırım ortamı sağlanırsa; turizm, tarım ve genç-eğitimli nüfus gibi alanlarda kalkınabileceğimizi anlattı. Küresel arenada yaşanan gelişmelerin, içeride ekonomideki sorunların çözülmesi için gerekli zamanı verdiğini ve Türkiye olarak bu zamanı çok iyi kullanmamız gerektiğini altını çizdi. Dünyanın teknolojideki değişimlere ayak uydururken, bizim yargı, vergi ve eğitim gibi konulara takılıp kalmamamız gerektiğini aktardı.
İBB’nin yapacağı çalışmalarda TÜSİAD olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını, özellikle kadınların çalışma hayatına katılımı konusunun çok önemli olduğunu anlattı. Yeni İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun şeffaflık ve hesap verilebilirlik sözüyle geldiğini ve bunlara bağlı kalmasının ülke ekonomisi açısından çok önemli olduğunu dile getirdi.
TÜSİAD olarak birçok alanda projeler yürüttüklerini, 3 bin uzman gönüllü ile 40 çalışma grubunun sanayi ve teknoloji gibi alanlarda faaliyet gerçekleştirdiklerini anlattı. Silikon Vadisi tarzında bir ortamın Türkiye’de de kurulması için çalıştıklarını, bunun yanında somut ve uygulanabilir politika önerilerini sunmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.