ABD Başkanı Donald Trump’ın Hindistan’ın tercihli ticaret statüsüne son verme kararı, iki yerel zorlukla mücadele eden gelişen piyasa ülkesi için politik açıdan hassas bir anda geldi. Bunlardan bir tanesi Başbakan Narendra Modi’nin dünyanın en büyük demokrasisinin lideri olarak kalıp kalmayacağı konusundaki belirsizlikti. Çünkü Hindistan Halk Partisi yükselen bölgesel partilerin yanı sıra Kongre olarak bilinen muhalefet partisinden gelen zorluklarla karşı karşıyaydı.
Şu nada McLarty Associates’in Hindistan ve Güney Asya çalışmalarına öncülük eden Büyükelçi Robert Blake de verdiği demeçte; “Genel seçimden iki aydan az zaman kala bir ticari savaşa girmek kesinlikle Hindistan’ın çıkarına değil” dedi. Öte yandan Hindistan geçtiğimiz ay yaşanan bir dizi çatışmadan sonra komşu Pakistan’la olan gerilimleri tarafından da tüketiliyordu.
Gerilimler azalsa da uzmanlar Keşmir sınırındaki askeri varlığın artmasıyla durumun hala gergin olduğunu ve bunun iki ülke arasında istenmeyen bir çatışma potansiyelini arttırdığını savunuyordu.
Yaklaşan seçimlere ve Pakistan’la gerginliğe odaklanmasına rağmen Washington’un Hindistan ile yükselen bir ticaret anlaşmazlığı konusundaki bahsi Yeni Delhi’nin gözünden kaçmadı. Keza Hindistan Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, ABD-Hindistan ilişkisini savunan bir bildiri yayınladı. Söz konusu bildiride; “Artan petrol, doğal gaz ve kömür gibi Amerikan ürünlerinin satın almasıyla ABD’nin Hindistan’la olan ticaret açığı 2017 ve 2018 takvim yıllarında önemli ölçüde azaldı.” dendi.
Geçtiğimiz birkaç ay boyunca, orta seviyesi ABD ve Hindistan yetkilileri ticaret dengesizliğini düzleştirmenin yollarını tartışmıştı. Ancak Hindistan hükümetine yakın kaynaklar, Yeni Delhi’nin hareket etmeye istekli olmadığını söylemiş ve ABD’nin Genelleştirilmiş Tercih Sistemi’nden çekme ile cevap vermesine yol açmıştı. Trump Hindistan’la birlikte Türkiye’yi de gelişmekte olan ülkelere tanınan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi programından çıkarmak istediğini duyurmuştu.
ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer bir basın açıklamasında; ““Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ticareti üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratan çok çeşitli ticari engeller uygulamıştır. Yoğun taahhüde rağmen, Hindistan GTS kriterini karşılamak için gerekli adımları atamadı.” demişti.
Büyükelçi Blake, GTS duyurusunun zaman içinde artan ticaret gerilimleri göz önüne alındığında Hindistan için büyük bir sürpriz olmadığını dile getirdi.
GTS statüsü altında 2017 yılında Hindistan, ABD’ye gümrüksüz 5.5 milyar dolardan fazla mal ihraç etmişti. Ancak Hindistan Ticaret Bakanlığı bu statüyü kaybetmenin etkisinin sınırlı olacağını ve etkinin 190 milyon dolar civarında olacağını öngördü. Uzmanlar da gerilimlerin artması durumunda Hindistan’ın misilleme tarifelerle yanıt verebileceği hususunda hemfikirdi. Johns Hopkins Üniversitesi’nde uluslararası ekonomi ve işletme profesörü olan Pravin Krishna da bunun nihayetinde Amerikan tüketicisine zarar vereceğini aktardı.
“Hindistan derhal misillemeyle tehdit etmiyor. Fakat eğer yaparlarsa, eklenen maliyetin aktarılacağı taraf ABD tüketicisi olacak” diyen Krishna, Başbakan Modi’nin yaklaşan seçimlere odaklanması gerektiği düşünüldüğünde misilleme yapmak için acele etmeyeceğini vurguladı.
Fakat Hindistan’ın ABD şirketleri için hayatı daha da zorlaştırmasının başka yolları da vardı. Örneğin geçtiğimiz günlerde duyurulan ve ABD’li Amazon ile Walmart’ı hedef alan yeni e-ticaret kuralları bunlar arasındaydı. Hintli analistler, politikaların Hindistan perakende sektörünün önemli bir kısmını oluşturan ve Modi için politik olarak önemli olan küçük işletmeleri korumak için uygulandığını söylemişti.
işlem yapmak için
GCM Yatırım
yanınızda!
Paratic Haber
Paratic Piyasalar
