
ABD’li ünlü ekonomist Jeffrey Sachs, ABD-Çin ticaret savaşının Başkan Donald Trump’ın ekonomik cehaletinin bir sonucu olduğunu söyledi. Latin Amerika, Doğu Avrupa, Eski Yugoslavya, Eski SSCB ve Afrika hükümetlerine verdiği ekonomik danışmanlığıyla tanınan, ayrıca halen Columbia Üniversitesi’nde profesörlük yapan Sachs, Trump hakkındaki yorumuyla dikkat çekti.
Sonuçta, Trump pek çok kez ABD ile Çin arasındaki ticaret dengesizliğinin, Amerika’nın soyulduğunun bir işareti olduğunu dile getirmişti. Nitekim Trump’ın söz konusu eşitsizliği azaltmayı Washington ile Pekin arasındaki devam eden ticaret müzakerelerinde ana hedefleri arasına yerleştirdiği tüm dünya tarafından bilinen bir gerçekti.
Jeffrey Sachs da bugün Pekin’de gerçekleştirilen Çin Kalkınma Forumu’nda; “ticaret görüşmelerindeki sorun, bunun tamamının yanlış bir öncül temeline dayanması” dedi.“Bu öncül, bir şekilde Çin’in ticaret dengesizliğinin haksız uygulamalardan kaynaklanıyor olmasıdır. Bu da ABD Başkanı’nın bir tür ekonomik cehaletidir.” ifadeleriyle de devam etti. “Bütün ticaret savaşı iki yanlış fikre dayanıyor: Birincisi Çin’in dolandırdığı, ikincisi ise Çin’in bir tehdit olduğu” şeklindeki yorumuyla da bazılarını destekledi. Keza Trump’ın ABD-Çin ticaretindeki dengesizliği azaltma hedefine itiraz eden tek kişi Sachs değildi.
Örneğin INSEAD’da ekonomi profesörü olan Pushan Dutt; Ocak ayındaki bir açıklamasında; “Eğer her ay eğitmenime ders almak için ödeme yaparsam, ikili ticaret açığı başlatmış olurum. Ancak bu, aradaki ilişkide benim ya da eğitmenimin kazandığı anlamına gelmez. Ne de olsa değer verdiğim bir hizmet için gönüllü olarak para ödüyorum” örneğiyle durumu anlatmaya çalışmıştı. Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri Nüfus Sayım Bürosu’na göre ABD son 33 yıldır Çin’le ticaret açığına sahipti yani iddia edilen hizmetlerin aksine maddi ürünlerde yıllardır devam eden açık vardı.
Ekonomistler gayri safi yurt içi hasıla için önemli olan tüketim, devlet harcamaları, yatırım ve net ihracatın karmaşık yollarla birbirine bağlı olduğunu ve dolayısıyla net ihracatın pozitif bir rakama dönüştürülmesinin diğer üç faktörün yükselmesine ya da azalmasına neden olabileceğini, doğrudan GSYİH’ye eklenmeyebileceğini söylüyordu. Ne var ki bazıları da Trump’ın Çin’i haksız ticaret uygulamalarıyla suçlamakta hatalı olmadığı görüşünü savunuyordu. Mesela Avrupa Birliği, ABD ile benzer şekilde Pekin’in yabancı şirketleri, büyük iç pazarlarına erişim karşılığında teknolojik becerilerini devretmeye zorladığını iddia etmişti.