
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2021 yılının beşinci Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını düzenledi. Banka 6 Mayıs toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında ekonomistlerin beklediği gibi değişiklik yapmadı. %19 olan oran sabit bırakıldı. Nisan ayı toplantısında da faiz değişikliğine gitmemişti.
Şahap Kavcoğlu’nun başkanlığında Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Uğur Namık Küçük, Oğuzhan Özbaş, Emrah Şener ve Abdullah Yavaş kurul üyelerinin katılımıyla yapılan toplantıda şeffaflık ve öngörülebilirlik mesajı yinelendi.
Fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda, bankanın elindeki tüm araçları kullanmaya devam edeceği belirtildi.
2020 yılında pandemiye bağlı olarak daralan küresel ekonominin aşılama kampanyaları ve destekleyici politikalar sayesinde toparlanmaya devam ettiği söylendi. İyileşme sürecinde en çok imalat sanayi faaliyetindeki düzelmenin küresel ticareti desteklediği belirtildi. Yükselen emtia fiyatlarının finansal piyasalar üzerinde önemli etkisinin sürdüğü aktarıldı.
Yurt içi ekonomik faaliyetlerin güçlü seyrini sürdürdüğü belirtilen karar metninde, salgın nedeniyle iç talep düzeyinde yavaşlama olduğu aktarıldı. Hizmet sektörünün en fazla etkilenen alan olduğu ve zayıf seyrini sürdürdüğü söylendi. Bunun yanında salgın-aşılama gelişmelerinin her iki yönde risk oluşturmaya devam ettiği kaydedildi.
Emtia fiyatlarında artış olmasına karşın ihracatta toparlanma olmasının ve altın ithalatındaki gerilemenin cari açığı olumlu yönde etkilediği belirtildi. Sıkı para politikasına ilişkin olarak;
“Talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır.” ifadesine yer verildi.
Enflasyonda %5 hedefine ulaşıncaya kadar uygulanacak politikaların güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edeceği aktarıldı. Fiyat istikrarının sağlanmasının; ülke risk primini düşüreceği, döviz rezervlerini artıracağı, finansman maliyetlerini kalıcı olarak azaltacağı, istihdam artışıyla birlikte sürdürülebilir büyümeye zemin hazırlayacağı bildirildi.