
ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass, yaklaşmakta olan demokrasi durgunluğunun yatırımcılar ve aynı zamanda bireysel özgürlük savunucuları için doğrudan bir risk oluşturduğunu dile getirdi. Kıdemli ABD’li diplomat, bugün birçok hükümetin yönelimi hakkında neden endişelendiğini ve bunların piyasalardaki bağlılıklarının neye işaret edebileceğini özetledi.
Ayrıca Haass, yatırımcıların özellikle de uzun vadeli yatırımlar düşünen yatırımcıların endişelenmesi gerektiğini kaydetti. Büyük şahsiyetler ya da pek çok akademisyenin deyimiyle diktatörler çağında, Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass, bu eğilimin hem yatırımcılar hem de bireysel özgürlük savunucularını tehdit ettiği yönündeki açıklamalarıyla dikkat çekti.
Richard Haass, bunun otoriter bir çağ olduğunu ve demokrasinin bir durgunluk içinde olduğunu söyledi.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman gibi liderleri “diktatör” olarak niteleyen Haass onlara göndermede bulunarak; “yaptıklarının potansiyel sonuçlarının farkında olan insanlar görmüyorum” dedi. Ve bunun İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana kurulmuş olan küresel güvenlik için geri dönülemez bir şekilde istikrar bozucu olabileceği uyarısını yaptı.
“Şu an dünyaya ve dünyayı yöneten insanlara baktığımda, bu beni duraklatıyor. Tarihçilerin bu anı tekrar gözden geçirdiklerinde, bugünü çözülmenin başlangıcı olarak görecek olmalarından endişeleniyorum” diyen Haass, uzun vadeli yatırımcıların da endişelenmesi gerektiğini vurguladı. Keza yatırımcılarla ilgili görüşünü de; “bir aksilik çıkmazsa, ileriye gitmek geriye doğru gitmekten daha az istikrarlı olacaktır” sözleriyle anlattı.
İlaveten Haass, onlarca yılını uluslararası politik ve ekonomik trendlere tanık olup bunları analiz ederek harcamıştı. Zaten Haass’ın değerlemesi de kendi alanındaki birçok uzmanınkiyle örtüşüyordu. Öte yandan, The Economist Intelligence Unit‘in Demokrasi Endeksi’ne göre 2018’de yer alan 167 ülkede 89’unun bir önceki yıla göre daha düşük puanlar aldığı kaydedilmişti. Endeks ülkeleri, seçim süreci, çoğulculuk, sivil özgürlükler, hükümet işlevselliği, siyasi katılım ve politik kültür kategorilerindeki ölçeklerde sıralıyor ve her kategori bir dizi somut göstergeden oluşuyordu.
Özellikle de son birkaç yılda Türkiye, Rusya, Macaristan, Filipinler ve hatta ABD’de yürütme gücünün konsolidasyonu görülmüş, basın ve azınlıklar üzerindeki baskılar dünya çapında giderek belirgin hale gelmişti.
Siyaset bilimci ve gazeteci olarak tanınan Ian Bremmer da geçtiğimiz günlerde verdiği bir demeçte, jeopolitik bir durgunluğun geldiğini ve ABD liderliğindeki dünya düzeninin sona erdiğini söylemişti. Amerikalıların demokrasiyi ihraç etmekle daha az ilgilendiğini belirten Bremmer, ayrıca bir sonraki ekonomik resesyonla ilgili endişelerinden bahsetmiş; yeni bir ekonomik çöküşün dünya genelinde daha fazla parçalanmaya yol açacağını öne sürmüştü.
Haass da benzer şekilde artan faiz oranlarının ekonomik istikrar üzerindeki etkisini vurgulayarak finansal krizden 10 yıl sonra oranların tarihsel olarak düşük seviyelerde seyrettiğini söyledi.Çünkü bu durum Haass’a göre başka bir krizin yaşanması durumunda finansal sistemin 2008’de olduğu gibi piyasaları desteklemek için yeterli likidite kapasitesine sahip olamayacağı anlamına geliyordu. Ve FED’in ekonomistleri, ABD’nin artan ekonomik büyümesi ile rekor istihdam rakamları nedeniyle artırımları gerekli görse de bazı piyasa gözlemcileri çok hızlı bir oranda sıkışıklığın başka bir resesyonu tetikleyebileceğini düşünüyordu.
İşte bu noktada Haass aykırı şekilde düşük oranların olduğu bir çağdan çıktıklarının üzerini çizerek; endişelerinin arasında daha yüksek oranlar, daha fazla jeopolitik belirsizlik, yapay zeka gibi yeni teknolojiler, iklim değişikliği ve Amerikan borçları olduğunu kaydetti.
Tüm bunların yanında Haass, olabilecekler için tek bir itici güç öne süremeyeceğini çünkü bir dizi farklı şey olabileceğini söyleyerek; “yani eğer bir yatırımcıysanız, esasen ‘daha dikkatli ve daha çeşitlilikle hareket etmeliyim, çünkü bazı şeylerin gerçekleşme ihtimali fazlasıyla büyük’ demelisiniz. Burada oturup her şeyin yoluna gireceğini söylemeniz için aşırı derecede iyimser olmanız gerekir” dedi.