Özel Sektörün Yurt Dışı Kısa Vadeli Kredi Borcu 179 Milyon $ Arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın açıkladığı aylık verilere göre, Eylül sonu itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu azalırken, kısa vadelilerde artış oldu. Söz konusu dönemde uzun vadeli kredi borcu 2019’un sonuna kıyasla 18,2 milyar dolar azalarak 161 milyar dolara geriledi.

Ticari krediler hariç kısa vadeli borç ise 179 milyon dolar artışla 8,9 milyar dolara yükseldi. Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcun kalan vadeye göre bir yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplamı 42,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Borçluya göre dağılım olarak incelendiğinde, bankaların tahvil ihracı biçimindeki borçlanmaları 647 milyon dolar azalarak 20,6 milyar dolara geriledi. Banka hariç finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 2,1 milyar dolar, tahvil stoku 1,1 milyar dolar azaldı.

Finansal olmayan kuruluşların kredi biçimdeki borçlanmalarında 10,3 milyar dolar, tahvil stokunda 703 milyon dolarlık düşüş gerçekleşti. Bankaların kısa vadeli kredi borçlanmaları 2019’un sonuna göre 865 milyon dolar daha arttı.

Böylelikle 6,5 milyar dolara ulaştı. Finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 353 milyon dolar azalarak 1,2 milyar dolara geriledi.

İlgili Haber

12 Aylık Cari Açık 27,5 Milyar Dolarla İki Yılın En Yükseğine Ulaştı

Haberi Görüntüle »

Uzun vadeli dış borç içinde tahvil hariç özel alacaklılara olan borç, bir önceki yıl sonuna göre 15,7 milyar dolar azalarak 109,8 milyar dolar oldu. Kısa vadeli kredi borcunda tahvil hariç özel alacaklılara olan borç 26 milyon dolar artarak 8,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 161 milyar dolarlık uzun vadeli kredi borcunun %62,5’ini ABD doları, %33,7’sini Euro, %2,1’ini Türk lirası ve %1,7’sini diğer döviz cinsleri meydana getirdi.

8,9 milyar dolarlık kısa vadeli borcun ise %43,3’ü ABD doları, %37,4’ü Euro, %16,1’i Türk lirası ve % 3,2’si diğer döviz cinslerinden oluştu. Uzun vadeli kredi borcunun %43,8’ini finansal kuruluşlar, %56,2’sini finansal olmayan kuruluşlar meydana getirirken, kısa vadelilerde bu oran sırasıyla %84,8 ve %15,2 olarak açıklandı.