
Çin’de ortaya çıkan ve hızla dünyanın birçok ülkesine yayılan koronavirüs ekonomik aktiviteleri olumsuz etkiledi. Dünyanın en büyük tedarik zinciri olan Çin’de üretimin durması, imalat sektörünün tarihin en düşük seviyelerine gerilemesi küresel ekonomiyi de negatif etkiliyor.
Bu bağlamda tahminlerini paylaşan kurumlara bir yenisi daha eklendi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) salgın nedeniyle küresel büyüme tahminini %2,4’e düşürdü. Bir önceki büyüme beklentisi %2,9 olarak açıklanmıştı.
OECD, küresel büyüme tahminini %2,4 ile 2009 yılından bu yana en düşük seviyeye indirdi.OECD’ye göre iki buçuk aydır devam eden virüs salgını küresel boyutta arz ve talebe darbe vuracak. Ancak hükümetlerin aldığı önlemlerin ve merkez bankalarının hamlelerinin ekonomik alanda yaşanan kayıpları toparlamada yeterli gelmeyeceği söylendi. Bu nedenle küresel büyümenin son on yılın en düşük seviyelerine gerilemesi öngörülüyor.
Kurum analistleri daha önceki açıklamalarında 2020 yılı için küresel büyüme tahminini %2,9 olarak paylaşmıştı. Fakat salgının etkisiyle bu oran %2,4 olarak değiştirildi. Salgının daha da genişlemesi halinde hem ekonomik anlamda hem de sağlık alanında teşviklerin artacağını, bu durumda ise büyük ekonomilerde daha belirgin politika adımları atılacağı ifade edildi.
Japonya ve İngiltere merkez bankalarının piyasaları dengeye kavuşturmak için harekete geçebileceği hatırlatıldı. Amerikan Merkez Bankası’nın ise faiz indirimine sinyal yaktığı söylendi. “Koronavirüs: Dünya Risk Altında” başlıklı raporunda salgının önümüzdeki günlerde daha da kötüleşeceğinin altı çizildi.
Rapora göre salgın Çin’de bu yılın ilk çeyreğinde pik yapacak, ancak diğer ülkelerde kısmen kontrol altına alınacak. Daha da uzun sürmesi halinde Avrupa, ABD ve Asya ülkelerinin ekonomilerinin de şiddetli şekilde etkilenmesi bekleniyor. İlaveten salgının büyük çaplı insani sorunlara yol açacağı bu nedenle de büyüme beklentilerinin büyük oranda belirsiz olduğuna dikkat çekildi.
OECD Başekonomisti Laurence Boone, virüs konusunda hükümetlerin acil alması gereken tedbirler olduğunu söyledi.Bu durumun sadece talep şoku olarak kabul edilmemesi, aynı zamanda merkez bankalarının tek başına çözemeyeceği bir arz zinciri aksaklığı olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Salgının daha da kötüleşmesi ve aşağı yönlü risklerin somutlaşması halinde ülkelerin tek başlarına hareket etmelerinden çok birlikte ve koordineli bir şekilde adım atmalarının daha verimli olacağını kaydetti.
Şu anda dünyanın her yerinde güven zedelenmesi olduğunu, bu yüzden tedbir alırken veya almak için hazır olunan durumlarda ortak hareket edileceğinin mesajının verilmesi gerektiğini söyledi.
Hükümetlerin alması gereken acil tedbirler olduğunu ifade eden Boone, bunlar arasında sağlık hizmetleri için mali destek, finans piyasalarına likidite sağlanması, turizim gibi negatif etkilenen sektörler için devlet yardımı ve evde ödeme garantisi ile yapılacak esnek çalışma rejimi gibi uygulamalar yer alıyor. Salgın dışında Brexit süreci, ticaret ve yatırım gerilimleri, yüksek borç seviyeleri gibi durumların da ekonomi üzerinde olumsuz etki yarattığını sözlerine ekledi.