
ABD ile Çin arasında süregelen ticaret savaşı tüm dünyayı endişelendirmeye devam ederken bazı ülkelerin bu gerilimden faydalandıkları ya da faydalanmaya çalıştıkları biliniyor. Tarifelerden kaçmak isteyen şirketlerin üretim merkezlerini taşıdıkları Vietnam, Tayland ve Malezya, savaşın faydalanıcıları arasında.
Ayrıca Hindistan da ticaret savaşından yararlanmak için şirketleri kendine çekmeye çalışıyor. İşte bu noktada Hindistan’ın ABD-Çin ticaret savaşındaki serpintiden faydalanabileceğini söyleyen uzmanların yorumları gündeme geldi.
Hindistan Ticaret Savaşı Nedeniyle Küresel İhracattaki Payını Artırabilir
Örneğin DBS Group’tan Radhika Rao, Ağustos’taki bir raporunda Hindistan’ın ticaret çatışmasının ortasında özellikle ABD’nin Çin’e tarife uyguladığı kategoriler altında ayak izini güçlendirebileceği söyledi.
“Ticaretin yanı sıra, yatırım akışlarındaki sapma da üreticiler alternatif çıkış noktaları ararken Hindistan’ın faydalanabileceği bir fırsat” diyen Rao, bunun yabancı yatırımları ülkeye çekebileceğini ima etti. Nihayetinde Hindistan’ın küresel ihracat pazarındaki payı nispeten düşük. Almanya’nın nüfusu Hindistan’dan 16 kat daha küçük olmasına rağmen, Alman ihracatı 2017’de dünyanın toplam ticaret akışının yüzde 8.17’sini oluşturdu. Nispeten Hindistan ihracatı, o yıl dünya ticaretinin yalnızca yüzde 1.68’ini oluşturdu.
Hindistan’ın Ticaret Savaşından Faydalanabilecek Başlıca Sektörleri
Rao mevcut duruma işaret ederek yaptığı açıklamada Hindistan’ın ticaret savaşından yararlanabilecek başlıca sektörlerinin ilaç, kimya ve mühendislik olduğunu söyledi. “Hindistan bu endüstrilerde küresel olarak halihazırda rekabetçi ve bu alanlarda daha fazla talebi karşılamak için büyük olasılıkla iyi bir konumda olacaktır” diyerek de düşüncesini açıkladı.
Hindistan Marka Denkliği Vakfı’nın Temmuz ayında yayınladığı bir raporda Güney Asya ülkesinin ilaç endüstrisinin dünyadaki aşı talebinin yarısından fazlasını ve İngiltere’deki ilaçların yüzde 25’ini karşıladığını göstermişti. Ayrı bir Hindistan Marka Denkliği Vakfı raporu mühendislik tarafında, Hindistan’ın 2017’de dünyanın 12. en büyük takım tezgahı üreticisi olduğunu ortaya sermişti.
Ülke ayrıca mühendislik ürünlerinin yüzde 60’ından fazlasını ABD ve Avrupa’ya ihraç ediyordu. IHS Markit’te Asya Pasifik’in baş ekonomisti olan Rajiv Biswas, Hindistan’ın imalat sektörünün de fayda sağlayabileceğini belirterek özellikle de tekstil, ayakkabı ve elektronik sektörlerini gösterdi.
Bunun nedeni, ABD ve Çin’den yapılan ihracatın, tarifelerin ortaya çıkmasıyla daha pahalı hale gelmesiydi ve bazı üreticiler Hindistan da dahil olmak üzere üretimi diğer Asya ülkelerine taşıyabilirdi. Rao ise raporda Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın tahminlerine atıfta bulunarak Hindistan ekonomisinin bu ticari değişimlerden 11 milyar dolar kazanabileceğini dile getirdi.
Hindistan İşletmeler, Arazi Hukuku ve İşgücü Piyasası Düzenlemeleri ile Karşı Karşıya
Hindistan’daki işletmelerin önünde iki ana engel bulunduğu, bunların arazi yasaları ve işgücü piyasası düzenlemeleri olduğu bildirildi. Societe Generale ekonomisti Kunal Kundu, toprak hukukunun imalat ve altyapı geliştirme için en büyük engel olduğunu aktardı. Mevcut toprak yasalarının, özel sektörün üretim birimleri için yer edinmesini zorlaştırdığını söyledi.
Çünkü toprak mülkiyeti, pek çok eyalette parçalanmış bir şekilde ve şirketler arazi elde etmek için ya uzun yıllara ihtiyaç duyuyorlar ya da yasal sorunları atlatmak için mücadele ediyorlar. Kundu diğer bir sorunun Hindistan’daki işgücü piyasası düzenlemelerinin karmaşıklığı olduğunu dile getirdi. Kundu toprak ve işgücü reformlarının, ihtiyaç duyulan üretimin en önemli faktörlerinden iki tanesi olduğunun üzerini çizdi. Dolayısıyla ulusal bir istihdam politikası oluşturmayı önerdi.
Hindistan Yatırımcıyı Çekebilmeli
Nomura ekonomisti Sonal Varma ise uygun altyapı eksikliğinin de sorun teşkil edebileceğini öne sürdü. Hükümet, bu politikaların bazılarını iyileştirmeyi amaçlasa da tam olarak gerçekleşmeleri biraz zaman alacaktı. Ayrıca Hindistan, milyarlarca dolarlık bir bütçe ile altyapı ve dış yatırımı artırmaya çalışıyordu ki uzmanlar Hindistan Merkez Bankası’nın hükümete verdiği milyarlar için sınırlı harcama alanı olduğunu öngörmüşlerdi.
Ağustos ayındaki son politika reformları yatırım için bir adım olarak görülmüştü. Örneğin, hükümet kömür madenciliğine %100 yabancı yatırım onaylamış ve sözleşmeli üretim ve perakende satış kurallarını hafifletmişti. Yine de Kundu; “Hindistan yenilikçi politikalar yoluyla hızlı hareket etmeli ve altyapı gelişimine net bir şekilde odaklanmalı. Ancak çok daha fazlasının yapılması ve acilen yapılması gerekiyor” dedi.