
Dünyanın önde gelen bağımsız genel tıp dergilerinden The Lancet, yayımladığı yeni raporunda küresel nüfusun 2064 yılına kadar 9,7 milyar ile zirveye ulaşmasını, dünya genelindeki insan sayısının 2100 yılına kadar 8,8 milyar seviyesine gerilemesini beklediğini söyledi.
Dünya nüfusunun yüzyılın ortalarından sonra küçülme ihtimali olduğunu öngören araştırma, küresel nüfus ve ekonomik güçte büyük değişimler tahmin etti.
Günümüz ile 2100 arasında dünya nüfusunun pek çok yönden değişeceğini öne süren dergi, 2100’e kadar yaşanması beklenen nüfus küçülmesinin büyük ölçüde çoğu ülkede düşen doğurganlık oranlarından kaynaklanacağını belirtti.
Gelecek 80 yıl boyunca çoğu ülkenin karşılaşacağı nüfus düşüşlerinin; işgücü, eğitim, sosyal hizmet planlaması, ekonomik büyüme, jeopolitik istikrar ve çevre üzerinde büyük etki yaratacağı söylendi.2100’de yaş ve cinsiyet bakımından işgücü katılım oranı değişmezse, çalışmayan yetişkin nüfusunun çalışan nüfusa oranının dünya çapında 1,16’ya ulaşabileceği, bunun 2017’deki 0,80’in üzerinde olduğu vurgulandı. Söz konusu olgunun, küresel olarak her bir işçinin, 15 yaşın üzerinde 1,16 çalışmayanı desteklemek zorunda kalacağı anlamına geldiği ifade edildi.
Bu trendden en çok etkileneceklerin, 65 yaş altı insan sayısının azalması ve 65 yaş üstünün artması beklenen yüksek gelirli ülkeler olduğu aktarıldı. Çünkü bu ülkelerde 20-64 arası çalışma yaşındakilerin azalacağı tahmin edildi.
Şu an ile 2100 arasında çalışma çağı nüfusunda artış görecek bölgeler ise yalnızca Sahra Altı Afrika ile Kuzey Afrika ve Orta Doğu olarak belirtildi.
The Lancet, açık göç politikalarının çalışma çağı nüfusu azalan ülkelere yardım edebileceğini savundu. Bir basın açıklaması yapan Lancet Genel Yayın Yönetmeni Richard Horton, şöyle konuştu:
“Bu önemli araştırma, acilen planlamamız gereken bir geleceği işaret ediyor. Jeopolitik güçte radikal değişimler için bir vizyon sunuyor, göçle ilgili mitlere meydan okuyor ve kadınların cinsel ve üreme haklarının korunmasının ve güçlendirilmesinin öneminin altını çiziyor.
Afrika ve Arap Dünyası geleceğimizi şekillendirecek, Avrupa ve Asya ise etkilerinin azaldığını görecek. Yüzyılın sonunda dünya, Hindistan, Nijerya, Çin ve ABD baskınlıklarıyla çok kutuplu olacak. Bu gerçekten yeni bir dünya olacak.”