Para politikasına yönelik yaptığı hamlelerle adından sıkça söz ettiren Fed, bilindiği gibi beklentilerle uyumlu hareket ederek Temmuz ayında 25 baz puanlık faiz indirimine gitmişti.
Bankanın bu hareketi politika yapıcılar tarafından değerlendirilmiş ve düşük seviyedeki enflasyon ile işletme yatırımlarındaki olası bir gerilemeye karşı “sigorta” olarak değerlendirilmişti.
Temmuz’daki çeyrek baz puanlık indirim için bankanın gerekçe gösterdiği 3 faktör, yeni öngörüleri beraberinde getirdi ve Eylül ayında bir faiz indirimine sinyal verdi.
Bankanın indirime yönelmesi sigorta olarak nitelendirilirken, Fed’in faiz indirimine gitmek için sebep gösterdiği 3 faktör Eylül’de bir indirimi daha destekliyor.
Bilindiği gibi dün Washington’da 30-31 Temmuz’a ait toplantı tutanakları yayımlandı. Bu tutanaklar faiz indirimini destekledi. Diğer taraftan ABD ekonomisi kötü bir durumda görünmüyor. Fakat tutanaklarda buna rağmen ekonomik görünüme ilişkin risklere işaret edildi ve çeyrek baz puanlık indirim için gerekçeleri gösterdi.
17-18 Eylül’de gerçekleştirilecek olan Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) toplantısına sayılı günler kalmışken, ekonomistler 2019 yılı içinde bankadan bir kez daha faiz indirimi geleceğine neredeyse kesin gözüyle bakıyor. Ayrıca Fed Başkanı Jerome Powell’ın Cuma günü Wyoming’de gerçekleştirilecek Kansas City Fed’in Jackson Hole konuşmasında da bu konuya dair mesajlar bekleniyor.
Amherst Pierpont Securities baş ekonomisti Stephen Stanley, piyasaların Fed’den Eylül ayında beklediği faiz indiriminin banka tarafından neredeyse onaylandığını öne sürdü.
Diğer taraftan dünkü tutanaklarda Temmuz ayındaki çeyrek baz puanlık indirim için üç farklı gerekçe belirlenmişti. Bunlardan birincisi Fed’in faiz indiriminin işletme yatırımlarında meydana gelebilecek yavaşlamaya karşı bir sigorta olduğuydu.
ABD Başkanı Trump, Fed’in son toplantısından 1 gün sonra Çin ürünlerine yönelik ek gümrük vergilerini gündeme getirmiş ve ortamı kızıştırmıştı. Bu gelişme belirsizliği artırdı, ayrıca yatırım kararlarının alınmasını güçleştirdi. Bankanın gerekçe gösterdiği ikinci unsur ise aşağı yönlü risklere işaret etmesine rağmen risk yönetimi olmuştu.
Fed yetkilileri ekonomik yavaşlamanın şiddetinin artması durumunda diğer merkez bankalarının faiz indirmesi için sadece kısıtlı bir politika alanına sahip olacağını savundu.
New York’ta MacroPolicy Perspectives LLC ortağı Laura Rosner, Fed’e yönelik yaptığı durum değerlendirmesinde Temmuz toplantısından bu yana risklerin arttığını söyledi. Diğer taraftan enflasyonun yeniden %2 seviyesine çıkarılması da Fed yetkililerinin üçüncü gerekçesi olarak belirtildi.
Temmuz ayından itibaren yıllık %2.2 seviyesine çıkarılan çekirdek tüketici enflasyonuna rağmen FOMC, enflasyonun %2 seviyesinin altında kalacağından endişe duyuyordu. Bankanın son toplantısından bu yana küresel ekonomik görünümün kötüleşmesinin etkisiyle dolar güç kazandı. Bu durum ithalatı ucuzlatırken enflasyon üzerinde ek olarak aşağı yönlü baskıya sebep oldu.
Fed’in her adımı ekonomistler tarafından farklı yorumlar getirirken, Minneapolis FED Başkanı Kashkari verdiği bir söylemde Fed’in yalnızca faiz indirimi değil, bunun yanında sözlü olarak da ekonomiyi desteklemesi gerektiğini öne sürmüştü. Bu kapsamda indirimi tek başına yetersiz bulduğunu belirten Kashkari bankanın enflasyonda %2 hedefi yakalanana dek faiz artırımına gitmemesi gerektiğini söylemişti.
Öte yandan dünkü tutanaklarda bazı yetkililer 25 yerine 50 baz puanlık faiz indiriminden yana olduğunu belirtti. Ayrıca yine söz konusu tutanaklara göre politika yapıcılar daha çok faiz indirimine sıcak baktıkları konusundaki görüşleri kafalardan silmek istedi ve bu konuda anlaşmaya vardılar.
işlem yapmak için
GCM Yatırım
yanınızda!
Paratic Haber
Paratic Piyasalar
