Koronavirüs salgınını kontrol etmek amacıyla firmaların, işyerlerinin, mağazaların, restoran ve cafelerin geçici süreliğine kapatılması piyasada nakit akışının bozulması anlamına geliyor. Bu durumun işsizliği ve beraberinde geçim sıkıntısını doğuracağı aşikar.
Bu dönemde müşterilerini düşünen bazı bankalar (İş Bankası, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank), ödemelerin ötelenmesi, borçların yapılandırılması, kredi kartı limitinin artırılması gibi bir dizi yeni karar aldı. Ekonomistler bu kararların son derece yerinde olduğunu belirtse de daha cesur ve büyük adımlar atılması gerektiğini düşünüyor.
AA Finans Analisti ve stratejist Cüneyt Paksoy, salgının küresel piyasalarda tüm varlık fiyatlarını olumsuz yönde etkilediğini söyledi.
Koronavirüs salgını sürecine yönelik çok fazla belirsizlik olduğunu dolayısıyla yaratacağı hasarın tespit edilemediğini söyleyen Paksoy, şu anda her türlü varlığın baskı altında olduğunu belirtti. Merkez bankalarının tekil ve koordineli adımlarının şu an için sınırlı ölçüde etki yarattığını dile getiren Paksoy, destek paketlerinin ve mali önemlerin açıklanmaya devam edildiğini aktardı.
2018 yılının yaz aylarında yaşanan kur atağını hatırlatarak 2019 yılında Türkiye‘nin dengelenme sürecine girdiğini ve ekonomik toparlanmanın global ölçekte de takdir gördüğünü belirtti. Virüs salgını sebebiyle yeni paketlerin ve önlemlerin açıklandığını, bunların sürecin en az hasarla hafifletilmesi amacı içerdiğini dile getirdi.
Bu kapsamda bankaların aldığı kararların oldukça faydalı olacağını, borçların ötelenmesi, bazı sektörlere ekstra destek sağlanması, istihdamın korunması ve yeni kredi imkanı gibi önemli desteklerin açıklandığını söyledi.
Virtus Glocal Yönetici Ortağı İnanç Sözer, 12 yıldan bu yana ilk kez global bir resesyon ile mücadele edildiğini söyledi.
Koronavirüs salgınının yarattığı olumsuz etkilere değinen Sözer, Türkiye‘nin salgının başladığı günden bu yana hem ekonomi hem de sağlık açısından doğru adımlar attığını belirtti.
Hem kamu hem de özel bankalarının ekonomi alanındaki hasarı en aza indirmek için aldığı önlemlerin yerinde olduğunu ancak daha büyük adamların G-20 çatısı altında alınacağını aktardı. Her ülkenin kendi içerisinde çözüm aradığını, bunların başında faiz indirimi, ilave likidite, vergi teşvikleri gibi alternatiflerin yer aldığını söyledi.
Öte yandan G-20 ülkeleri bir araya gelip koordineli bir şekilde çözüm üretmedikçe toparlanmanın daha zor olacağını belirten Sözer, “Zira unutmamak gerekir ki, bu sefer finansal sektördeki çalkantıdan öte reel sektördeki bilanço krizi kaynaklı bir sorun yaşıyoruz. Bu nedenle reel sektörün satışlarına ve finansal performansına doğrudan odaklanan bir önlemler paketine acil ihtiyaç duyuluyor.” dedi.
Reel sektördeki sorunları çözmek için daha cesur adımlar atılması gerektiğini, aksi takdirde daha ağır bilançolarla karşı karşıya kalınacağını sözlerine ekledi. Daha cesur ve rasyonel adımlar atılıp, yatırımcıların güveninin kazanılması halinde yılın ikinci yarısının daha iyi geçeceğini belirtti.
işlem yapmak için
GCM Yatırım
yanınızda!
Paratic Haber
Paratic Piyasalar
