
Koronavirüs vakalarının yayılma hızı yavaşlasa da dünya genelinde varlığını sürdürmeye devam ediyor. 6 milyon 513 bin vakanın 2 milyondan fazlası sadece Avrupa ülkelerine ait. Bölgede güncel rakamlara göre 176 bin 634 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybederken, 1 milyondan fazla insan da sağlığına kavuştu.
Mart ayından bu yana getirilen kısıtlamalar nedeniyle Euro Bölgesi’nde perakende satışları, üretici fiyat endeksi olmak üzere birçok ekonomik veride düşüş gerçekleşti.
Bugün Türkiye saatiyle 14:45’te Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantı kararı açıklanacak. Toplantının ana gündeminin Pandemi Acil Varlık Alım Programı olması bekleniyor. Ekonomistler artan deflasyon riski ile Merkez Bankası’ndan yeni bir ek desteğin gelmesine kesin gözüyle bakıyor.
Ekonomistler ECB’nin koronavirüs nedeniyle piyasa desteğini 250-500 milyar Euro daha artırmasını bekliyor.
Avrupa Merkez Bankası, pandeminin ekonomide yarattığı hasarı telafi etmek ve resesyon riskini ortadan kaldırmak için Mart ayında 750 milyar Euro tutarında tahvil alım programı açıklamıştı. Bu programın en azından 2020 sonuna kadar süreceği söylenmişti.
Birçok sağlık otoritesi pandemide hem ekonomi anlamında hem de sağlık anlamında en kötüsünün geride kaldığını söylese de tehlike henüz tam anlamıyla geçmiş değil. Dün açıklanan verilere göre Euro Bölgesi’nde işsizlik Nisan ayında %7,3’e yükseldi.
İmalat satın alma yöneticileri endeksi Mayıs ayında bir miktar toparlanma gösterirken hükümetler ekonominin daha çabuk toparlanması adına teşviklerini artırmaya devam ediyor. Son birkaç gündür konuşulan Almanya’nın yeni teşvik paketi de duyuruldu.
Almanya koalisyon hükümeti ekonomiye destek sağlamak için 130 milyar Euro tutarında ikinci teşvik paketini devreye sokmaya hazırlandığını açıkladı.
?Ailelere çocuk başına 300 euro
?KDV %19'dan %16 ya ve %7'den %5'e indirilercek
?Fonun yaklaşık üçte biri iklim değişikliğinden, yapay zekaya kadar pek çok ar-ge projesine ayrıldıAlmanya'da hükümet 130 milyar euroluk teşvik paketinde anlaştı https://t.co/exKA20vvyt
— DW Türkçe (@dw_turkce) June 4, 2020
Başbakan Angela Merkel, Mart ayında yaptığı açıklamada ekonomide büyümeyi sağlamak ve salgının hasarını telafi etmek için ne gerekiyorsa yapılacağını söylemişti. Piyasaların radarında Avrupa Merkez Bankası toplantısından çıkacak kararlar ve Başkan Christine Lagarde’ın açıklamaları yer alıyor.
Rabobank ECB ve Euro Bölgesi Makro Strateji Başkanı Elwin de Groot, Pandemi Acil Varlık Alım Programı’nda 250 milyar Euro artış bekliyor. Groot, bankaların varlık alım programlarını 2022 yılından önce bitirmeyeceğini düşünüyor.
IHS Markit Avrupa ekonomistlerinden Ken Wattret, Euro Bölgesi’nin deflasyon riskine dikkat çekti.Nisan ayındaki para politikasında deflasyona dair endişelere belirgin bir şekilde yer verildiğini söyleyen isim, pandeminin başından bu yanaki gelişmelerin bu beklentiyi artırdığını aktardı. Euro Bölgesi ekonomisinin 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en keskin daralmayla karşı karşıya olduğu biliniyor.
Berenberg Ekonomisti Florian Hense ise varlık alım programında %60 olasılıkla 500 milyar Euro’luk artış bekleyen isimlerden. Hense, alım programının 2021 yılına kadar devam ettirilmesini ve mevduat faiz oranının eksi %0,5 civarında seyredeceğini tahmin ediyor.
Hense açıklamasında; “ECB, 4 Haziran’daki olağan Yönetim Konseyi oturumunda ne yaparsa yapsın, gerçek bir ekonomik teşvikten daha fazla bir sinyal olarak sayılır.” sözlerine yer verdi.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre Euro Bölgesi’nde enflasyon Nisan ayında %0,3’e, Mayıs’ta %0,1’e geriledi.
Bir önceki ay bu oran %0,7 seviyesindeydi. Mayıs ayında geldiği %0,1 oranı son dört yılın en düşüğü olarak kaydedildi. Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde son 20 yıl içinde en yüksek seviyenin %4,1 ile 2008 yılının Haziran ayında gerçekleştiğini görmekteyiz.
Aradan geçen yıllarda %0,1 seviyesini iki kez gören enflasyon oranı 2016’dan sonra yükselerek %2,3’e kadar çıkmıştı. Pandeminin tüketici talebini azaltması ve ekonomideki durgunlukla düşüşe geçti ve Mayıs’ta %0,1’e kadar geriledi.
Enflasyonun düşüp deflasyonun meydana gelmesi beraberinde işsizliğin artması gibi bir dizi sorunun gelmesi anlamına geliyor. Öte yandan düşük enflasyonun deflasyona dönüşmesinin ve Euro Bölgesi’nin parçalanma riskiyle karşı karşıya kalmayacağını düşünenler de var.