
Avrupa Merkez Bankası’nın görevden ayrılmasına sayılı günler kalmış başkanı Mario Draghi’nin “ne pahasına olursa olsun” sözleriyle anılmaya devam edeceği söyleniyor. Ancak, Draghi, AMB’nin yönetiminden ayrılmaya hazırlanırken, uygulamaya yardımcı olduğu politika araçlarının başarısı hakkında sorular ortaya çıkıyor.
Hermes Investments üst düzey ekonomisti olan Silvia Dall’Aalo, “İronik olarak Draghi’nin başkanlığının sona ermesi, para politikasının etkinliği konusunda büyüyen bir şüphecilik vakası ile çakışıyor ve büyümek maliye politikası için daha aktif bir rol çağrısında bulunuyor,” dedi.
Draghi’nin AMB’deki sekiz yıllık görev süresi, bu ayın sonunda sona eriyor. Ancak gecikmeli kararları merkez bankası içinde nadir bir bölünmeyi tetiklemiştir.
Avrupa Merkez Bankası, ana faaliyetini yerine getirme mücadelesi verdi. 2011 yılındaki borç krizi sonrasında orta vadede yakın ancak yüzde 2’nin altında bir enflasyon sağlanması gibi akılda kalıcı çalışmalara imza attı.
Aynı zamanda ticaret savaşı, Brexit ve zayıf imalat verileri gibi artan ekonomik zorluklar, merkez bankası üzerinde harekete geçme baskısını artırdı. Bu, yeni bir devlet tahvili alımı turunu da içeren Eylül ayında taze bir teşvik önlemi paketi ile sonuçlandı.
Berenberg bankasındaki Euro bölgesi ekonomisti Florian Hense, teşvik paketiyle ilgili yayımladığı notta, AMB içinde ciddi bölünmelere yol açtığını söyledi.
Aynı zamanda Hense, Draghi’nin halefi olan Christine Lagarde için “AMB politikasının etkili olabilmesi için Christine Lagarde, Kasım ayında AMB başkanı olarak yeni işine başladığında tartışmayı sakinleştirmek ve boşlukları kapatmak zorunda kalacak,” dedi.
Merkez bankası üyeleri, politika önlemlerinin etkinliği ve ölçekleri hakkında endişelerini dile getirdiler. Bu aynı zamanda aşırı gevşek para politikasının yararlarını sorgulayan bazı ekonomistler arasında da bir endişe kaynağı olmuştur.
Euro Bölgesi için Ne Gelecek?
2011’in egemen borç krizi, kısmen Euro bölgesi ülkelerindeki kırılmış siyasi görüşlerden dolayı, bölge üzerinde uzun süre kalıcı bir etki yarattı. Hepsi aynı para birimini paylaşırken, para politikası da aynı şekilde uygulanırken, maliye politikası ulusal düzeyde kararlaştırılan bir konudur.
Sonuç olarak kriz çıktığı zaman Euro bölgesi ne kurumsal etkinliğe ne de merkezi yönetim ile başa çıkabilecekti. Dall’Angelo, “Draghi, nihayetinde tek bir para biriminin ve Avrupa projesinin genel olarak sürdürülebilirliğini sağlamak için gerekli olan Avrupa kurumsal çerçevesinin tamamlanmasını istedi. Ancak ilerleme sınırlı olmuştur,” ifadelerini kullandı.
Dall’Angelo yayımladığı notta, bankacılık standartlarını ve denetimini Euro bölgesi genelinde eşitlemeyi amaçlayan bankacılık birliğinin ve daha geniş bir finansman kaynağı sunmak isteyen sermaye piyasası birliğinin tamamlanmadığını belirtti.
Hermes Investment’tan Dall’Angelo, “Draghi ayrılırken, Avrupa projesi ana şampiyonlarından birini kaybediyor ve bu da birliği tamamlama görevini daha da zorlaştırıyor,” dedi.
Draghi’nin Nihai Mirası
Geleceğe bakılmaksızın, analistler Draghi’nin “ne pahasına olursa olsun” konuşmasıyla her zaman bağlantıda olacağından şüphe etmiyorlar. 2012 yılında tahvil piyasaları, bir dizi egemen temerrüde ve nihayetinde Euro bölgesinden ayrılma ihtimaline karşı panikliyordu. Sonuç olarak traderlar Avrupa borcunu satın alma konusunda endişe ediyorlardı.
Henüz bir yıl boyunca görevde bulunmayan Draghi, Londra’da bir izleyiciye şunları söyledi: “Bizim görevimiz dahilinde, AMB Euro’yu korumak için ne gerekiyorsa yapmaya hazır. Ve inan bana, yeterli olacak.”
TS Lombard’ın analisti Constantine Fraser, “Draghi’nin ne pahasına olursa olsun yapma taahhüdü açık bir dönüm noktası gibi görünüyor. Ancak bunu destekleyecek hiçbir politika aracı yoktu. Merkez bankacı olduğu kadar yetenekli bir politikacı olmasaydı, AB muhtemelen bugün çok farklı bir yerde olurdu,” dedi.
Draghi’nin sözleri, dünyanın ticaret odalarının çevresinde yüksek sesle duyulurken, yatırımcılar taahhüdüne inandılar ve verim, Euro bölgesinde sert bir şekilde düştü.
Fraser, “Bireylerin tarihi olayları şekillendirme kabiliyeti hakkında genel olarak şüpheci olsanız bile Draghi’nin görev süresinin ne kadar önemli olduğunu abartmak zor. Sadece Euro bölgesini kurtarmada en önemli rolü oynadı. Ancak 2011 sonbaharından bu yana AMB’nin görevlerini yeniden yazdı,” ifadelerini kullandı.