
Geçtiğimiz hafta İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi açıklaması ile tırmanışa geçen Dolar/TL 6,25’e kadar yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kurdaki bu yükseliş sonrasında iki hamleyi birden devreye soktu. Önce 1 haftalık repo ihalelerine bir süreliğine ara verdiğini, daha sonra da Türk lirası zorunlu karşılık oranını %40’tan %30’a indirdiğini açıkladı.
Merkez’in bu hamleleri doların hızını bir miktar keserken, Rusya’dan S-400 alınmasından vazgeçildiği yönünde çıkan haberle 6 liranın altına geriledi. Yeni haftaya 6 liranın altında başlayan ve 5,95’leri gören kur, açılışın hemen ardından yeniden yönünü yukarı çevirerek yükselişe geçti.
Haftaya sakin başlayan dolar kuru yeniden yükselişe geçerek 6,0805 liraya kadar tırmandı.Geçen hafta, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 almaktan vazgeçtiğine dair haberler ve kamu bankalarını döviz satışı yaptığı iddiasıyla 6,20’lerden 5,98 seviyesine kadar gerileyen kur, bu sabah yeniden yükselişe geçti. Saat 10:40’da 6,0722 liradan işlem görüyor Geçen hafta Türk lirası dolar karşısında %1,89, Euro karşısında %2,39 oranında değer kaybetmişti.
TL’deki bu kayıp borsaya da yansırken, hisse senetleri haftalık bazda %5,76’lık düşüş kaydetti. Bugün yurt içinde Mart ayı cari işlemler açığı verileri ve İstanbul seçimlerine yönelik gelişmeler izlenirken, yurt dışında ticaret savaşına dair gelişmeler takip edilecek. S-400 meselesine ilişkin gelişmeler de yatırımcıların odağında olacak.
TL’deki kayıpları değerlendiren uzmanlar, 23 Haziran’a kadar somut bir gelişme beklemiyor.İstanbul seçimlerini iptal eden YSK, yeniden 23 Haziran 2019 tarihinde yapılacağını açıkladı. O tarihe kadar belirsizlik ortamının devam edeceğini belirten uzmanlar, siyasi gelişmelerin TL için negatif olduğunu yorumladı. Baskı unsuru olarak nitelendirilen bir diğer faktör ise enflasyon. Dolardaki düşüşün kısa vadede sınırlı olacağı, enflasyon rakamlarının izleneceği ve Haziran’dan sonra iyileşme bekleneceği belirtildi.
Azimut Portföy Genel Müdürü Murat Salar, TL’deki kayıplarla ilgili olarak; konusunun Merkez Bankası ile ilgisi olmadığını, ana riskin yönetilmesi gerektiğini, piyasalara siyasetin konsantrasyonunu ekonomi olduğu mesajının verilmesi gerektiğini aktardı. Bunların iyileştirici etkiler olacağını ve Türkiye’in potansiyelinde bir azalma olmadığını ifade etti.