
Çin’in tüm dünya tarafından merakla beklenen ikinci çeyrek GSYİH verisi bugün açıklandı. Verinin büyük önem arz etmesinin nedeni ise hem ülkenin ABD’nin ardından ikinci en büyük ekonomisi olması hem de Pekin’in gelecekteki yönüne ışık tutmasıydı.
Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından yapılan açıklamada, ülkenin 2Ç20’de yüzde 3,2 büyüdüğü belirtildi ki rakam yüzde 2,4’lük beklentilerin üzerinde geldi. Veri öncesinde yayımladığı raporda Çin hakkında epey iyimser öngörülerde bulunan S&P’nin yüzde 2,5’lik tahminini dahi geçti.
S&P, üçüncü ve dördüncü çeyrek için sırasıyla yüzde 6,5 ve yüzde 7,5’lik tahminlerde bulunurken 2020 için yüzde 1,2’lik büyüme olacağını öngörmüştü.
Düşünce kuruluşu The China Macroeconomy Forum (CMF) de Çin GSYİH’sinin ilk çeyrekteki rekor daralmanın ardından kesintisiz toparlanma kaydedeceğini tahmin etmişti. Bu noktada tahminler doğrultusunda, hatta beklentileri aşarak yüzde 3,2 büyüyen Çin ekonomisinin açıkladığı veriye ilişkin yorumlar dikkat çekti.
Büyümeyi olumsuz yönde eleştiren analistler, yüzeyin altında mücadeleler olduğunu ve daha zor bir ikinci yarı olasılığının bulunduğunu aktardı. Goldman Sachs analistlerinin analizine göre sanayi üretimi Haziran ayında bir önceki yıla göre %4,8 arttı, perakende satışlar yüzde 1,8 düştü ve sabit varlık yatırımı yüzde 3,1 düştü.
Goldman Sachs ekonomisti Yu Song ve bankanın analistleri, “güçlü verinin dezavantajı, daha güvercin bir politika için baskıları azaltacak olması” dedi.
MarketWatch’un haberine göre Goldman ekibi, politika daha az destekleyici olmaya başladığı için ikinci yarı tahminlerine yönelik aşağı yönlü risklerin arttığını belirtti. Ayrıca politika yapıcıların aşırı sıkılaştırmanın tehlikelerinin farkında olmalarına rağmen politikanın afiş verilerden daha fazla etkilendiğini dile getirdi.
AxiCorp’un küresel piyasa stratejisti Stephen Innes, Çin’in büyüme konusundaki manşet verisinin risk duyarlılığı için “açık bir şekilde pozitif” olsa da asıl önemli şeyin üzeri kapalı şeyler olduğunu belirtti.
Verilerin, bir hükümetin talep yerine endüstriyel üretim büyümesi ile ekonominin arz tarafını nasıl normalleştirebileceğini gösterdiğini savundu.“Tüketicileri ikna etmek için ne kadar teşvik ve mali şeker olursa olsun, dairelerinden ayrılmayacaklar ve manzaranı virüssüz olduğundan emin olana kadar harcama çılgınlığı yapmayacaklar.” dedi.