
İran nükleer anlaşması, Başkan Donald Trump’ın geri çekilmesi ve ülkeye yaptırımları yeniden uygulamasının ardından dağılmış gibi duruyor.
Avrupalı liderlerse İran nükleer anlaşmadaki zenginleştirilmiş uranyum seviyesini aşmaya başladığından bu yana anlaşmayı ayakta tutmak için mücadele ediyor. İngiltere lider adayı Jeremy Hunt’ın İran nükleer anlaşması henüz bitmedi açıklaması da bunu gösteriyor.
Diğer Avrupalı politika yapıcılar da anlaşmayı bitirmenin tehlikeleri hakkında korkutucu sözlerle uyarılarda bulunuyor.Tahran da bu arada AB’nin Amerikan yaptırımlarına meydan okuyarak ticarete devam etmesi durumunda, anlaşma ihlallerini geri alabileceğini öne sürüyor. Nihayetinde pek çok İran gözlemcisi için anlaşma çoktan çökerken bunun resmen sona ermesi durumunda dünya için sonuçlarının ne olacağı merak ediliyor. Uzmanlara göre nükleer anlaşman sona ererse, bunun petrol fiyatlarını etkisi İran’a bağlı olacak.
“Eğer anlaşma biter ve İran uranyum zenginleştirme seviyelerini yeniden yüzde 20’lere çıkarırsa, ABD ve İran’ı ya da potansiyel olarak İsrail ile İran’ı kapsayan askeri bir çatışmaya daha yakın olacağız.” diyen RBC Capital Markets küresel emtia stratejisi başkanı olan Helima Croft, gerçek bir askeri çatışmanın ya da hatta sınırlı askeri saldırılarının fiyatların geçici olarak yükselmesine yola açabileceğini söyledi.
Sonuçta Basra Körfezi’nde günde yirmi milyon varil ham petrol üretilmekte ve çatışma dünya çapında deniz yoluyla taşınan petrolün üçte birinin Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasını tetikleyebilirdi. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de geçen günkü açıklamasında boğazın kapatılabileceğini dile getirmiş ancak baslında bunu istemediklerinin de üzerini çizmişti.
Tüm bunların yanında petrol gözlemcileri, ABD’deki shale petrolünün yükselişine ve Basra Körfezi’ne geçtiğimiz yıllara kıyasla daha az küresel bağlılık duyulmasına işaret ederek muhtemelen uluslararası piyasada fiyatları aşağı çekmek için yeterince boşluk olduğuna inanıyor.
Columbia Üniversitesi, Küresel Enerji Politikası Merkezi’nde yaptırım uzmanı ve program direktörü olan Richard Nephew ise gerilimi Trump’a bağladı.ABD için bunların hepsinin Trump’ın iç politik düşüncelerine ve geceleri kulağına kimin fısıldadığına bağlı olduğunu savunan Nephew, Trump’ın savaş yanlısı Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın bir süre bu üstünlüğü sağladığını aktardı. Şimdi ise soyutlama taraftarlarının bunu yaptığını öne sürdü. Londra’daki PVM Oil Associates analisti Tamas Varga da özellikle yaklaşan 2020 başkanlık seçimleri düşünüldüğünde ABD’nin savaşa doğru ilerlemesinin muhtemel görünmediğini belirtti.
“ABD başkanlık kampanyası devam ederken, Donald Trump’ın ihtiyaç duyacağı son şey, yerli perakende benzin fiyatlarındaki bir sıçrama” diyerek asla asla dememek gerekmediğini ancak askeri çatışmanın şu anda mümkün olmadığını öngördü.
Bilim insanları ise şimdilik İran’ın nükleer programı, anlaşmanın imzalanmasından bu yana olduğu gibi kaldığını yani teslime hazır bir bombaya sahip olmaktan çok uzakta olduğunu söylüyor. Varga da İran’ın uranyum zenginleştirme ihlalinin %4.5 olduğunu ve bunun hala düşük zenginleştirilmiş uranyumu temsil ettiğini vurgulayarak nükleer riskin asgari düzeyde olduğunu iddia etti. Nephew de nükleer tehdidin henüz yaklaşmadığını kabul ederek böyle devam edeceğini garanti eden hiçbir şey olmadığı konusunda uyarıyor.