
Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun bir sonraki başkanlık yarışıyla ilgili tartışmalar devam ediyor. Sonuçta önümüzdeki beş yıl boyunca bölgede politikalara önderlik edecek kişinin belirlenmesine çok az zaman kaldı.
Daha doğrusu, AB’deki en üst düzey işlerden dördü yıl sonundan önce boşalacak ve onları doldurma mücadelesi çoktan başladı. Çünkü Yasama organı olan Avrupa Parlamentosu’na, Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi’ne, Avrupa Merkez Bankası’na ve yürütme kolu olan Avrupa Komisyonu’na yeni bir başkan atanacak. Tabii, odak noktası daha çok bölgenin ne yöne gideceğini belirleyeceği için Avrupa Komisyonu Başkanı’nda olacak.
Avrupa Komisyonu, yeni yasalar önerir ve Avrupa Birliği’nin hükümeti olarak gösterilebilir.Komisyon, başkanının yanı sıra her üye devletten bir komisyon üyesi tarafından oluşturulur. Finans, göç, dış politika gibi farklı politika alanları, 28 yetkili arasında bölüştürülür. Başkanın nasıl seçildiğine gelince ise işte burada soru işaretleri ortaya çıkıyor. Çünkü AB, bunun nasıl gerçekleşeceği hususunda hala anlaşmazlık yaşıyor. Spitzenkandidaten adında mevcut bir süreç var ve bu süreçte Komisyon Başkanı her Avrupa siyasi partisinin aldığı oy sayısına bağlı olarak seçiliyor.
2014 yılında Jean-Claude Juncker’ın seçimi de böyle olmuştu. Avrupa Parlamentosu’ndaki en büyük siyasi parti olan Avrupa Halk Partisi, Jean-Claude Juncker2ı Avrupa Komisyonu Başkanı olarak atamıştı. Ancak bazı ülkeler sürecin demokratik bir anomali olduğuna inanıyor. Devlet başkanları, Brüksel’deki en önemli işi kimin alacağı konusunda son sözü söyleme hakkına sahip olmak istiyor.
Örneğin, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk geçen yıl, “Spitzenkandidaten sürecinin bir şekilde daha demokratik olduğu fikri yanlış” demişti. Daha birçok yetkili de benzer yorumlarla sürece karşı çıkmıştı.
Diğer taraftan, seçim süreciyle ilgili tartışmalara rağmen bazı Avrupa partileri baskın adaylarını öne sürmeye devam ediyorlar.Avrupa Halk Partisi’nin seçtiği Manfred Weber, Nisan ayında verdiği bir demeçte bunun kurumlar arasında bir rekabet olmadığını söylemişti. “Brüksel dışındaki insanlar bu kurumun perspektifini umursamıyor” diyen Weber, dokuz AB üye ülkesinin desteğine sahip olduğunu ve bunun iyi bir başlangıç olduğunu aktarmıştı.
Ayrı bir konu da Avrupa Komisyonu’nun bir sonraki başkanlık seçiminin AB’nin devlet başkanlarının resmi kararıyla yapılacak olması, bunun da İngiltere’nin isterse süreçte söz sahibi olacağı. Ama İngiltere olsun ya da olmasın, bir sonraki liderin nitelikli çoğunluk tarafından seçileceği biliniyor.
Öne çıkanlardan biri halihazırda Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan, İlerici Sosyalistler ve Demokratlar İttifakı’nın aday gösterdiği Hollandalı Frans Timmermans.Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular İttifakı ise Çek milletvekili Jan Zahradil’i aday gösterdi. İskoçya’da n İspanya’ya çeşitli bölgesel partileri bir araya getiren Avrupa Özgür İttifakı ise şu an hapishanede olan Oriol Junqueras’ı seçti. Katalonya Parlamentosu üyesi olan ve bölgenin İspanya’nın geri kalanından bağımsızlığını destekleyen Oriol Junqueras, e-mail yoluyla CNBC’ye; hapishanede olmasına rağmen İspanya’nın baskısını kınamak ve onunla mücadele etmek için kendini öne sürdüğünü belirtti.
Diğer partiler ise birden fazla aday gösterdiler. Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı, başkanlık için yedi aday gösterdi. Bu grupta, halihazırda AB’nin Rekabet Şefi olarak görev yapan etkili isim Margrethe Vestager da yer aldı. Yeşil Parti ise Alman milletvekili Ska Keller ile Hollandalı siyasetçi Bas Eickhout olmak üzere iki aday gösterdi.
Avrupa Solu Partisi de aynı şekilde Slovenya’dan Violeta Tomic ve eski bir ticaret birliği lideri olan Belçikalı Nico Cue olmak üzere iki aday seçti. Sürecin belirsizliği göz önüne alındığında, Brüksel koridorlarında dolaşan resmi olmayan isimlerin olduğu da görüldü. Aralarında AB’nin Brexit müzakerecisi Michel Barnier; Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin olduğu kaydedildi. Ama nihayetinde bir sonraki Avrupa Komisyonu Başkanı’nın şu anda listede yer almayan biri olabilme ihtimali de var.