
Johns Hopkins Üniversitesi’nden alınan verilere göre; ABD’de koronavirüsün 500.000’den fazla kişiye bulaştığı biliniyor. Bu rakamın dünyadaki tüm vakaların nereydeyse üçte birine denk geldiği de görülüyor. Dünya genelindeki vaka sayısı ise 1,7 milyona yaklaşmış durumda.
Virüsün yayılımıyla ilgili pek de olumlu gelişmeler görmüyoruz. Üstelik virüsün ortadan kalkması, ekonomilerde bıraktığı etkilerin yok olacağı anlamına gelmiyor. ABD, İngiltere, İtalya gibi ülkelerin büyük bir resesyonla karşılaşacakları zaten sürekli söyleniyor. Virüsten en çok etkilenen sektör ise istihdam oldu.
Trading Economics’e ait ABD tarım dışı istihdam verisine ait grafik, istihdamın 2008 krizindeki rakama yaklaştığını gösteriyor.Mart ayındaki 701 bin kişilik azalmanın ne kadar ciddi boyutta olduğunu da buradan daha net anlıyoruz. 28 Mart haftasına ait işsizlik başvuruları ise 6,6 milyon kişiye ulaşarak başka bir rekor imza attı. Daha da kötüsü ise virüsün ülkede yayılmaya devam etmesiyla bu rakamların daha da artabilecek olmasıdır. Bunlara ek olarak kira balonunun patlamasından ve evsizliğin geleceği boyuttan da korkuluyor.
2008 krizinde ise 9 milyonluk bir iş kaybı yaşanmıştı. İşsizlik oranı ise 2008 yılında yüzde 7,2 olmuş, 2009 yılında yüzde 10’a ulaşmıştı. Şu anki durumla karşılaştığında verinin, bu rakama ulaşması korkutucu görünüyor.
ABD’ye dair kötümser senaryolar gelmeye devam ederken, Ulusal İşletme Ekonomisi Derneği (NABE) anketi kişisel harcamalara dikkat çekti.Tabloda sarı ile işaretlenmiş bölgeler, kişisel tüketim harcamaları ile çekirdek PCE verilerini gösteriyor. NABE, ülkenin derin bir resesyon içinde olduğunu ifade etti. Ancak işsizlikteki önemli artışa rağmen tüketicilerin harcama yapmaya devam edeceği sonucuna ulaştı.
FED tarafından takip edilen kişisel tüketim harcamaları (PCE) ilk çeyrekte yüzde 1,7 seviyesinde gerçekleşti. İkinci çeyrekte verinin en kötü dönemini yaşaması beklenirken, üçüncü çeyrekte %1 ve dördüncü çeyrekte %1,2 artış göstereceği tahmin ediliyor.
45 ekonomistin katıldığı ankette, GSYİH’in ilk çeyrekte yüzde 2,4 oranında azalacağı, ikinci çeyrekte düşüşün yüzde 26,5’e kadar çıkacağı belirtildi.İkinci yarıda ise pozitife yönelen bir ekonomik büyüme bekleniyor. GSYİH’in üçüncü çeyrekte yüzde 2, dördüncü çeyrekte ise yüzde 5,8 artacağı sonucuna ulaşıldı. NABE Başkanı Constance Hunter ise salgının ekonomik aktiviteyi ciddi biçimde kısıtladığından bahsetti. ABD ekonomisinin zaten bir durgunluk içinde olduğunu, ancak bunun 2020’nin ilk yarısında daha da derinleşeceğini söyledi.
Anketin ilginç yanı ise zayıf işgücü piyasasına rağmen tüketici harcamalarının pozitif kalacağı beklentisi oldu. Anketten belli bir düşüşe yol açacağı ancak negatif olmayacağı sonucu çıktı. Bunun nedeni ise tüketicilerin gerekli ürünleri almaya devam edeceği şeklinde açıklandı.
ABD tüketici harcamalarının tarihi değişimine göz attığımızda, anketten çıkan sonucun çok da ilginç olmadığını anlıyoruz.İstihdam ve işsizlik gibi konularda 2008 krizi ile benzerlik gösteren şu anki durum, tüketici harcamalarının değişimi hakkında fikir veriyor. Küresel kriz döneminde de tüketici harcamalarında ciddi bir düşüş gözlenmemiştir.
Aslında bu durum ABD ekonomisi için olumlu bir gösterge olabilir. Çünkü kişisel tüketim harcamaları, ABD ekonomisinin itici güçlerinden birisidir. Örneğin; 2019 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 1,9 oranında büyüyerek beklentiyi aşan ekonomide, kişisel tüketim harcamalarının etkisine dikkat çekilmişti.
ABD tüketici harcamaları 2019 yılının son çeyreğinde 13,41 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Ankette kişisel tüketim harcamalarının bu yılın ikinci çeyreğinde, 2020’nin en düşük hızına işaret etmesi tahmin ediliyor. Buna göre ekonomistler yüzde 0,8 oranında bir artış olabileceğini söylüyor.
NABE anketine göre 2020 yılının son üç çeyreğinde yıllık ortalama yüzde 1 oranında kişisel tüketim harcamaları büyümesi bekleniyor. Oranın 2021 yılında çeyreklik ortalamasının ise yüzde 1,6 civarında büyümeye işaret etmesi tahmin ediliyor.