
Citi Private Bank, bugünkü açıklamasında ABD-Çin arasındaki süregelen ticaret mücadelesinde ağır darbe alan Asya piyasalarında “ağırlık artır” duruşunu koruduğunu belirtti.
Sonuçta Çin, Hong Kong, Tayvan ve Güney Kore, geçen ay yükselen ticaret savaşının en büyük kaybedenleri arasında yer almıştı ki bu Citi Private Bank’ta Asya yatırım stratejisi başkanı Ken Peng tarafından da kabul edilen bir noktaydı. Ancak Ken Peng, şimdilik bu piyasalara ilişkin iyimser kalmak için nedenler olduğunu söyledi.
Bankanın Singapur’da düzenlenen yıl ortası toplantısında konuşan Peng; “Asya konusunda hala en iyimser olanlarız” dedi.ABD ile Çin arasındaki teknolojideki sürtünmenin Güney Kore ve Tayvan’daki şirketlere fayda sağlayabileceğini de sözlerine ekledi. Çünkü Çinli teknoloji firmaları ABD’li şirketlerle iş yaparken daha büyük zorluklarla karşı karşıyaydı ve bu da Güney Koreli ve Tayvanlı oyuncuların boşluğu doldurarak küresel olarak pazar payı kazanmalarına olanak tanıyabilirdi. Peng’e göre daha genel olarak bölgenin büyüyen orta sınıfının tüketim talebini artıracağı göz önüne alındığında küresel ekonomik büyümenin çoğunun Asya’ya odaklanacağı açıktı.
Peng yatırımcıların bu yıl Amerikan merkez bankasının faiz oranlarını düşürmesini beklediğini, bunun da Asya’daki politika yapıcılara kolay para politikalarıyla kendi ekonomilerini dengelemelerine izin verdiğini vurguladı. Citi Private Bank’ın baş ekonomisti olan Steven Wieting de bunun yatırımcıların Asya’ya yönelme nedenlerini artıracağını savundu. Yükselen Asya’nın küresel yatırımcıların yetersiz tahsis edildiği yer olduğunu aktaran Wieting, yalnızca Asya’ya yatırım yapmayı önermediğinin de üzerini çizdi.
Bunun yerine çeşitlendirilmiş bir portföy tavsiyesinde bulundu. “Ticaretteki gelişmeler hisse senedi yatırımlarından elde edilen getirilere zarar verebilecek bir risk olmaya devam etmektedir” diyen ekonomist, iki ülke arasındaki gerilimlerin daha da kötüye gitmesi durumunda, günü kurtarmak için Fed’e güvenmemek gerektiği konusunda da uyardı. İlaveten, FED’in böyle bir durumda tepki gösterip dengelemeye çalışabileceğini ancak kurumun altta yatan neden olmadığını ve bir çeşit ticari şoku telafi etme yeteneğinin düşük olabileceğini öngördü.