
Eski bir Amerikalı diplomat olan Frank Lavin, ABD ile Çin gerilimlerindeki son yükselişin, her iki tarafın da bu yıl bir ticaret anlaşmasına ulaşma şansını azalttığını söyledi. 2001-2005 yılları arasında ABD’nin Singapur Büyükelçisi olan Frank Lavin, Trump’ın son eylemlerinin çözümden bir adım ötede olduğunu aktardı.
Şu anda iş danışmanlığı firması Export Now’ın baş yöneticisi olan Lavin; “bu tarife savaşı bir yıldan fazla sürdü, dolayısıyla ortamda bir bozulma, güvende ve iletişimde bir bozulma görüyorsunuz” dedi.
Sonuçta gerilim, ABD ile Çin’in G-20 Zirvesi’nde ateşkes kararı almalarının ardından Trump’ın 300 milyar dolarlık tarife tehdidiyle yeniden yükselmişti.Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying de ABD’nin Çin malları için daha fazla vergi uygulaması halinde Pekin’in bunun için önlem almak durumunda kalacağını ve Çin’in savaş istememesine rağmen bundan korkmadığını açıkça belirtmişti. Ayrıca Trump’ın sürpriz bir şekilde yeni tarife tehdidinin ardından Çin yuanındaki tarihi zayıflığın tarife misillemesi olabileceği söylendi.
Ne var ki bazı analistler Donald Trump’ın tarife tehdidine rağmen hala Çin’le anlaşma yapmak istediğini öne sürüyor çünkü bunun Beyaz Saray’da ikinci dönem başkanlığı kazanmasına yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Çoğu analist Trump’ın yeniden seçilme şansının Amerikan ekonomisinin gücüne bağlı olduğunu savunuyor.AMP Capital’in yatırım stratejisi ve baş ekonomisti olan Shane Oliver da gelişmeler üzerine ABD-Çin ticaret anlaşmazlığındaki artışın Amerikan ekonomisini raydan çıkartacağını dile getirdi. Oliver Cuma günkü raporunda; “Durgunluklar ve yükselen işsizlik, görevdeki başkanlar Hoover, Ford, Carter ve Bush’un yeniden seçilmelerini tarihsel olarak öldürdü ve bu nedenle sonunda bir anlaşmaya varacağımız görüşündeyiz” dedi.
Yine de ticaret gerginliklerinin iyileşmeden önce hala daha kötüye gidebileceğini ve Çin seçimden sonraya kadar bekleyebileceği için risklerin arttığını da ekledi. Eski Büyükelçi Lavin ise Trump’ın söyleminin, Pekin’in kaybeden taraftaki gibi görünmeden bir anlaşmayı kabul etmesini zorlaştırdığını öne sürdü.