
Uzmanlar, ABD’nin Avrupa Birliği ile gireceği bir ticaret savaşının Çin’le mevcut ihtilafından daha zarar verici olacağını söyledi. Sonuçta Başkan Donald Trump, son aylarda Çin tarifelerine odaklanmasına rağmen Avrupa Birliği’ne karşı sert söylemini sürdürüyor.
Ayrıca yönetiminin, Kasım ayında Avrupa’nın en önemli endüstrilerinden birine vergi uygulayıp uygulamayacağına karar vereceği biliniyor. Haziran 2018’de uygulanan Avrupa çelik ve alüminyum tarifeleri ile süregelen Airbus, Boeing anlaşmazlığı da herkesin malumu.
İşte bu noktada uzmanlar Avrupa ile daha geniş bir anlaşmazlığın, Çin’le kısasa kısas mücadeleden çok daha zarar verici olacağı yönünde görüş bildirdi.Dünyanın en büyük yedi ekonomisinin bu hafta Fransa’da yapılacak toplantıda bir araya gelecekleri bilinirken Berenberg ekonomisti Florian Hense yaptığı bir açıklamada; “AB-ABD ticareti en önemli şey, bu dünyadaki en büyük ticaret akışıdır” dedi.
Mal ve hizmet ithalat-ihracatı göz önüne alındığında AB-ABD ikili ticaretinin 2018’de ABD ile Çin arasındaki ticaretten yüzde 70’den fazla olduğunu ekledi.
ABD Ticaret Temsilciliği Ofisi’nden alınan veriler de 2018’de ABD’nin Çin’den 557.9 milyar dolarlık mal ve AB’den 683.9 milyar dolarlık mal aldığını göstermişti.Ne var ki ABD ihracatına bakıldığında rakamın Avrupa’ya 574.5 milyar dolar, Çin’e ise 179.2 milyar dolar olduğu görülmüştü. Bu rakamlara hem mal hem de hizmetler dahil edilmişti. Berenberg ekonomisti Hense de 2018’de ABD’nin AB’ye Çin’den 3 kat fazla ihracat yaptığını aktararak bu nedenle bölgenin Washington’u sert bir şekilde vurabileceğini öne sürdü. AB’nin ticaret şefi Cecilia Malmstrom ise geçen yılki açıklamasında vergi getirme konumunda olmadıklarını ancak bunu ilk ABD yaparsa karşılık vereceklerini vurgulamıştı.
Düşünce kuruluşu ECIPE direktörü Fredrik Erixon, hem ABD’nin hem de Avrupa’nın bu aşamada bir ticaret savaşını göze alamayacağı yönünde görüş bildirdi. “ABD-Çin ticaret savaşı şimdi ekonominin sağlığını etkilemeye başlamış olsa da bu biraz zaman aldı ve etkilerin bir kısmı ılımlı bir ekonomik iklim ile dengelendi. ABD ile AB arasındaki gümrük vergilerinde sonbaharda ciddi bir artış varsa bu böyle değil. Her iki ekonomi de yavaşlıyor ve tarifelerin döngüsel etkisinin oldukça güçlü olması muhtemel” dedi.
Sonuç olarak, bölgedeki para politikasını denetleyen Avrupa Merkez Bankası, yazdan sonra daha fazla teşvik edici bir açıklama yapacağına işaret etmişti. ABD ekonomisi de yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2.1 oranında büyümüş ve FED Temmuz’da yaklaşık 11 yılın ardından ilk oran indirimini açıklamıştı.
Trump ise ekonomimizin tek sorunu FED ve Powell demiş, ABD’nin gayet iyi durumda olduğunu savunmuştu. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Erik Jones de AB ile ABD arasındaki potansiyel bir ticaret savaşı neticesinde çokuluslu iş modellerinin tehlikede olacağını söyledi.
AB ile ABD arasındaki ticaretin çoğunun ülkeler değil şirketler arasında gerçekleştiğini, dolayısıyla tarifelerin hem tüketici fiyatlarını yükselteceğini hem de şirket karlılıklarını bozacağını bildirdi.Çokuluslu şirketlerinin çoğunun Amerikalı olmasa da ABD ekonomisi üzerinde direnç yaratacağını anlatan Jones, düşüncesini şöyle ifade etti:
“ABD ile Avrupa arasındaki bir ticaret savaşı, ABD ile Çin arasındaki bir ticaret savaşından daha zorlayıcı olur çünkü bu, ABD çokuluslu şirketleri zayıflatacak, ABD firmalarının erişebileceği pazarların boyutunu azaltacak, ABD firmaları için yabancı varlıkları elden çıkarma isteği yaratacak ve daha fazla dış rekabeti ortaya çıkartacak. Başka bir değişle, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana ABD yönetimlerinin oluşturduğu tüm yapısal avantajları ortadan kaldıracak.”