
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan yeni reform paketine dair görüşlerini paylaştı. Türkiye’de yapısal sorunların halen devam ettiğini belirten kurum analistleri, açıklanan programın içeriğinin zayıf olduğunu ifade etti.
Moody’s Investor Service, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın Çarşamba günü açıkladığı reform paketini zayıf buldu.Çok az detay içeren programda kamu bankalarının sermayelerini güçlendirmeye yönelik bazı adımlar atıldığı, fakat 2018 yılının Eylül ayında açıklanan Yeni Ekonomi Programı‘nda olduğu gibi bu pakette de birçok önemli alanın yer almadığı belirtildi.
Bankacılık sektöründeki önlemlerin kredi destekleyici olduğu fakat tahsili gecikmiş alacakların seviyelerine ilişkin belirsizliğin sürdüğü aktarıldı.
Moody’s analistleri, Türkiye’deki enflasyonun yıl sonunda %17 olacağı öngörüsünde bulundu.Türk lirasındaki zayıflık ve vergi indirimlerinin süresinin dolması gibi faktörlerin yukarı yönlü riskleri artırdığı bildirildi. Ekonomik büyümenin bu yıl daralma göstererek, %2 küçüleceği, bütçe açığının ise %3,3 olması yönünde tahminde bulunuldu. Reform paketinde özellikle bankacılık sektörüne dair atılacak adımları değerlendiren kurum, özel bankaların grup 2 kredi ortalama rasyosunun %14 olduğunu tahmin ettiklerini bildirdi.
“Bu, Mart ayının sonunda %4.2 olarak açıklanan resmi tahsili gecikmiş alacak oranı artış potansiyeli için iyi bir gösterge..Yaklaşık % 17 sermaye yeterlilik rasyosu bu bozulmaya karşı tampon oluşturuyor. Ancak TL’deki daha fazla değer kaybı ile birlikte bu oranın kırılganlığı sürüyor” açıklaması yapıldı.
Reform paketine yönelik detaylar netleşmedikçe Türk lirasına yönelik baskılar devam edecek.Türkiye’den sermaye çıkışı riskinin devam ettiğini bildiren Moody’s, yapısal problemlerin devam ettiğini, reform paketinin detaylarının netleşmediği sürece TL üzerindeki baskının ve açılan tahvil spreadlerinin önemli olacağını aktardı.
Türkiye ekonomisinin özellikle ABD’den gelebilecek yaptırım olasılığı gibi dış faktörler olmak üzere jeopolitik risklere maruz kaldığını kaydetti. Türk bankacılık sisteminde yer alan takipteki kredilerin gerçek değerleri yansıtmayacak şekilde şeffaf olmadığı, hükümetin ilk belirlediği bütçe açığı hedefine ulaşmak için harcama ve gelir ayarlaması yapması gerektiği aktarıldı.