
Uzun zamandır bölgeyi izleyen Asya siyaseti izleyicisine göre; durgun ekonomik servetlere duyulan kamusal hayal kırıklığı, Hong Kong’ta son üç ay önce başlayan giderek artan yıkıcı protestoların körüklenmesine yardımcı oluyor.
HK-APEC Ticaret Politikası Grubu CEO’su ve eski Financial Times Asia Muhabiri David Dodwell, halkın şehir hükümetine yönelik hoşnutsuzluğunun, Hong Kongluların hissettiği varlık durgunluğu nedeniyle son 30 yıldır sürdüğünü söyledi.
Dodwell’e göre; 2014 yılındaki son protestolar ve Şemsiye Hareketi gibi birçok eylem buna bağlı olarak gerçekleşti. Yüz binlerce protestocu, Haziran ayının başından bu yana sokaklara döküldü ve şehirdeki insanların anakara Çin’e iade edilmesini sağlayacak bir tasarıya karşı çıktığını belirtti.
Teklif askıya alındı, ancak gösteriler devam ediyor ve özerklik, tam demokrasi ve Hong Kong Lideri Carrie Lam’ın yağmalanmasını gerektiren bir harekete dönüştü.
Uluslararası iş dünyası yakın zamanda Hong Kong’un Pekin’deki yasal özerkliği ve finansal geleceği hakkında endişelerini dile getirdi. Ancak Dodwell, nüfusun 1998’den bu yana ekonomik refahı konusunda endişeli olduğunu söyledi.
Ekonomik Hoşnutsuzluk
Dodwell, “Sıradan çalışan kişiler arasında Hong Kong’un ileriye dönük beklentileri hakkında çok yaygın bir endişe var,” dedi. Dodwell, yerel Hong Kongluların yüzde 90’ından fazlasının küçük ve ortak ölçekli işletmeler için çalıştığını ve çok uluslu şirketlerin sahip olduğu ekonomik büyümeyi görmediklerini de sözlerine ekledi.
Şehrin ekonomik olarak çalkantılı bir 30 yıl gördüğünü de belirten Dodwell, 1998 Asya krizine dikkat çekti. Dodwell, “Bu, 30 yıl boyunca gelir açısından ileriye dönük ilerleme görmeyen bir topluluktur. Ve sanırım bu bakımdan, ABD ve İngiltere’de mutsuz olanlarla ortak bir zemin paylaşıyorlar,” dedi.
Dodwell, halkın öfkesini Donald Trump ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkması için yapılan anket zaferleriyle ilişkilendirilen temel duygularla karşılaştırdı. Ekonomik olarak geride bırakılma hissinin sorunun merkezinde olduğunu söyleyen Dodwell, Hong Kong’un liderlerinin bunu anlamadığını belirtti.
Hong Kong, on yıllardır dünyanın önde gelen finans merkezlerinden biri olmuştur; ancak ekonomik refah, büyük ölçüde yalnızca zenginleri zenginleştirerek yerel servet açığını artırmıştır.
Dodwell, bunun temel olarak vergi muafiyetleri ile mülk sahiplerinin ve hisse senedi yatırımları olan kişilerin sağladığı diğer ekonomik teşviklerden kaynaklandığını söyledi. İleriye baktığımızda, Dodwell gösterilerin sonuçta Hong Kong’un uzun vadeli ekonomik refahına zarar vereceğini düşünmediğini söyledi.
Bu arada, Hong Kong’un bu yılki ekonomik veri noktalarının, kentteki aksaklıktan ziyade esas olarak, ABD-Çin ticaret savaşına yönelik potansiyel gerilimi nedeniyle korkunç derecede iyi görünmeyeceğini öngördü.
Çin’in Dünyaya Açılan Kapısı
Uzun süreli Çin gözlemcisi, Hong Kong’un sadece finansal bir sermaye olmadığını, kentin de önemli bir merkez sermaye olduğunu söyledi. Pek çok Çinli ve yabancı şirketin, kentin sunduğu hizmetler nedeniyle merkez büroları olarak Hong Kong’u kullandığını belirtti.
Dodwell, özellikle Çin şirketleri için Hong Kong’un muhasebe, yasal ve finansal hizmetleri istihdam etmede genellikle tercih edilen bir yer olduğuna dikkat çekti.
1997 yılında eski İngiliz kolonisinin Pekin’e devredilmesinden bu yana, Çinli Hong Kong’a ihtiyacı olduğunu çok iyi anladığını söyleyen Dodwell, Çin’in hala dünyanın geri kalanına açılmasının özellikle geçerli olduğunu belirtti.
Dodwell, bugün bile Çin’de yapılamayacak birçok şeyin varlığından ve Hong Kong’un bunun için vazgeçilmez bir yer olduğundan bahsetti.