
UBS Global Wealth Management’a göre; hem ABD hem de Çin’in şu ana kadar ciddi ekonomik sıkıntıdan kaçınmasıyla iki ülkenin hızlı bir şekilde ticaret anlaşması yapması için çok az harekete geçirici durum söz konusu. Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki üst düzey ticaret müzakereleri, Donald Trump’ın bu ayın başlarında Çin’e karşı söylemlerini artırmasından sonra dağıldı.
Pekin, geçen hafta Washington’ın yanlış eylemlerini ele almadığı sürece daha fazla müzakere yapılmayacağını dile getirdi.Ancak Trump, hala bir anlaşmaya hızla ulaşılabileceğini öngörüyor. Japonya’ya yaptığı ziyarette düzenlediği basın toplantısında Trump, ABD’nin Çin’le anlaşma imzalamaya hazır olmadığını söyledi. Ancak iki ülke gelecekte bir süre büyük bir ticaret anlaşması yapacak.
UBS Global Wealth Management’ın Asya-Pasifik Baş Yatırım Ofisi Başkanı Tan Min Lan, ABD ile Çin arasındaki herhangi bir anlaşmanın sadece 2020’den önce olacağını öngördü. Tan, “Ticaret gerilimlerinin yeniden arttığı ve bu zamanda, her iki tarafın da anlaşmaya varması için yeterince acı olmadığı açık,” dedi.
Tan, ABD ekonomisinin oldukça güçlü olduğunu, Çin tarafının ise ekonomiyi en azından dengeye getirebileceğini bildiklerini söyledi.Washington ve Pekin’den yetkililer, son haftalarda işlerin gerginleşmesinden önceki son birkaç ayda ticari görüşmelerin iyi gittiğinin sinyallerini gönderiyorlardı. Trump beklenmedik bir şekilde Çin’e çeşitli suçlamalar yaparak 200 milyar dolarlık malına yüzde 25 vergi artırımı yaptı.
Trump yönetimi, Çinli telekom devi Huawei’yi ABD hükümetinin izni olmadan Amerikan şirketlerinden satın almasını engelleyen bir kara listeye koydu. Ancak Tan’a göre; her iki tarafın da sonunda bir anlaşma yapması için hala bazı itici güçler var. Tan, 2020 yılında yeniden seçimle karşı karşıya kalan Trump şansını artırmak isterken, Çin liderliği daha fazla ekonomik belirsizliği ortadan kaldırmak istiyor.
Tan, kendi anlayışlarına göre muhtemelen 2020’den önce bir anlaşma yapılabileceğini düşündüklerini söyledi.ABD ile Çin arasındaki herhangi bir anlaşmanın Pekin için kazan-kazan olarak görülmesi gerektiğini belirtilirken, Çin’in yükselişinin Amerika tarafından önlendiğinin görülmemesine dikkat çekiliyor. Tan’a göre; ABD ile Çin arasındaki gerginliklerin yeniden artması, UBS’ye yatırım portföyünün riskli varlıklarını azaltmaya yöneltti.
Tan, yaptıkları değişikliklerin, gelişmekte olan piyasalardaki hisse senetlerinde fazla ağırlık duruşunun kapatılmasını ve Avustralya dolarına kısa bir pozisyon eklenmesini içerdiğini söyledi. JP Morgan Asset Management içinse mevcut küresel ortam sabit gelir için elverişli görünüyor.
JP Morgan Asset Management Asya Pazar Stratejisi Başkanı Tai Hui, “Bu noktada, özellikle küresel yüksek getirili şirket borcu ile temel olarak sabit gelirli bir portföy oluşturuyor, başlangıç noktası olarak seçilen piyasa sabit gelirini oluşturuyoruz. Daha sonra bazı hisse senedi piyasalarında hisseler de ekleyeceğiz, “dedi. Hui; ABD, Hindistan ve Güneydoğu Asya’daki hisse senetlerini sevdiklerini de söyledi.