
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 12 Haziran 2019 tarihinde yapılan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini yayımladı. Maddelerle ayrıntılara yer verilen toplantının özetinde iç talepteki yavaşlama ve parasal sıkılaşmanın enflasyondaki düşüşü desteklediği, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kullanmaya devam edeceği bildirildi.
Merkez Bankası 12 Haziran 2019 tarihinde yaptığı toplantıda bir hafta vadeli gecelik repo faizinde değişikliğe gitmedi.Yapılan açıklamada tüketici fiyatlarının Mayıs ayında, aylık bazda %0,95 arttığı, yıllık 0,79 puan düşüşle %18,71’e gerilediği bildirildi. Söz konusu dönemde hizmet grubundaki enflasyonun yatay seyrettiği, gıda, enerji ve temel mal gruplarında ise düştüğü kaydedildi.
Gıda fiyatlarının taze meyve ve sebze fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak gerilediği, enerji grubunda ılımlı bir düşüş olduğu ve yıllık enflasyonun da baz etkisiyle düştüğü açıklandı. Yıllık enflasyonda gerileme eğilimi olmasına rağmen çekirdek enflasyonda bir miktar yükseliş olduğu kaydedildi. Gıda ve alkolsüz içeceklerin yıllık enflasyonunun %45,69’dan %35,33’e gerilediği belirtildi.
Şebeke suyu fiyatlarındaki düşüş, Mayıs ayında enerji grubu fiyatlarının ılımlı bir artış gerçekleştirmesini sağladı.TCMB tarafından yayımlanan toplantı özetinde; “Türk lirasında son dönemde gözlenen değer kaybının akaryakıt fiyatlarına olan yansıması eşel mobil uygulamasına bağlı olarak sınırlı gerçekleşmiştir” ifadesine yer veridi. Söz konusu dönemde temel mal grubu yıllık enflasyonu 0,86 puan gerileyerek %16,59 olurken, bunun tüm alt gruplardaki gerilemenin etkisiyle gerçekleştiği ifade edildi.
Döviz kurlarında son dönemde belirgin bir artış olmasına rağmen, iç talepteki zayıflamanın enflasyonun yavaşlamasına yardımcı olduğu aktarıldı. Mayıs’ta %15,15 oranında gelen hizmet grubu enflasyonuna ilişkin; iç talepteki zayıflamanın etkisinin geçmiş enflasyona endeksleme ve yüksek enflasyon beklentilerine bağlı olarak sınırlandığı yorumlandı.
Son dönemde açıklanan veriler ekonomide dengelenme sürecinin devam ettiğini gösterirken, enflasyonu etkileyen unsurların yakından izleneceği aktarıldı.Büyük oranda kamu kesiminden gelen desteklerle yılın ilk çeyreğinde gayrisafi yurt içi hasılada toparlanma olduğunu belirtildi. 2019’un ilk çeyreğinde GSYH yıllık bazda %2,6 gerilerken, dönemlik bazda %1,3 artış gösterdi. Bu dönemde net ihracatın dönemlik büyümeye katkı sağlamadığı fakat yıllık büyümeyi etkilediği ifade edildi.
Finansal koşullardaki sıkılığın etkisiyle ekonomik faaliyetlerde yavaş bir seyir izlendiği, risk priminin yurt içi talebi kısıtladığı ve bu düşüşün enflasyonu aşağı çektiği dile getirildi. Küresel anlamda görülen negatif büyümeye rağmen dış talebin nispeten gücünü koruduğu, yurt içindeki talep zayıflığına bağlı olarak firmaların yurt dışı pazarlarına yöneldiği ifade edildi.
Turizmdeki güçlü seyrin dış dengedeki iyileşmede önemli bir faktör olduğu, bunun yıllık büyümeye ve cari dengenin iyileşmesine önemli katkı sağlayacağı yazıldı. Özet metninde işgücü piyasasına ilişkin; bir önceki verilere kıyasla hizmet istihdamında artış olduğu, sanayi ve inşaat sektörlerindeki istihdamın azaldığı ve işsizliğin yükseldiği açıklandı.
Küresel ekonomi politikalarında görülen belirsizliğin, iktisadi faaliyetlerin azalmasına sebep olduğu aktarıldı.ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşlarının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyümesini yavaşlattığı, finansal piyasalarda görülen dalgalanmaların küresel iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönde risk oluşturduğu belirtildi.
Nisan-Mayıs döneminde küresel enflasyon oranlarının petrol fiyatlarındaki yatay seyre bağlı olarak ılımlı seyrettiği söylenerek; “Ham petrol fiyatlarının Mayıs ayının üçüncü haftasından sonra küresel ticaret gerilimleri ve büyümeye dair endişelere bağlı olarak belirgin şekilde gerilemesine karşın, önümüzdeki dönemde ham petrol fiyatlarında, talep görünümü ve jeopolitik risklere bağlı olarak, yüksek oynaklık gözlenmesi muhtemel görülmektedir.” açıklamasına yer verildi.
Küresel ekonomideki belirsizlik, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarını etkileyecek.Son zamanlarda yaşanan jeopolitik sorunların ve ülkelere yönelik kırılganlıkların gelişmekte olan ülkelerin portföy akımlarını negatif etkileyeceği belirtildi. Merkez Bankası’nın fiyatlama davranışlarına dair riskleri sınırlamak ve enflasyonun düşüş sürecini hızlandırmak amacıyla sıkı parasal duruşun devamına karar verdiği, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği bildirildi.
Jeopolitik faktörlere bağlı belirsizliklerin azalması halinde sıkı para politikası duruşu ile enflasyon odaklı makro politika bileşiminin de etkisiyle ülke risk priminin gerileyeceği, bunun da enflasyonu hedeflenen oranda tutmaya yardım edeceği kaydedildi.