
Güney Kore ve Japonya arasındaki ticaret savaşı devam ederken, Seul Japon endüstrilerine olan ekonomik bağımlılığını azaltacağını açıkladı. Güney Kore Maliye Bakanı Hong Nam-ki, Çarşamba günü düzenlenen bir brifingde, hükümetinin ülkenin Japonya’nın malzeme, bileşen ve ekipman sektörlerine bağımlılığını azaltmak için kapsamlı planlar üzerinde çalıştığını söyledi.
İki ülke arasında yükselen gerilim üzerine Güney Kore’den gelen bu hamle, anlaşmazlığın daha da tırmanacağına işaret etti.
İki ülke arasındaki ilişkiler 1 Temmuz’da, Tokyo’nun Güney Kore’nin yarı iletken üretimi için kritik önem taşıyan bazı teknoloji ihracatlarına kısıtlamalar getirmesiyle kötüleşmişti.Japonya ayrıca ülkeyi, güvenilir ihracat kontrol sistemlerine sahip olduğu düşünülen beyaz ülke listesinden çıkarmıştı. Kııstlanan malzemelerden biri olan hidrojen florürün, Güney’e ihraç edildikten sonra Kuzey Kore’ye gönderildiği iddia edilmiş, Güney Kore ise bu suçlamaları reddetmişti. WisdomTree Investments danışmanlarından Jesper Koll Perşembe günü yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki gerilimin yükselme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu söyledi.
Ve Reuters tarafından yapılan haberde Güney Kore’nin ticaret bakanlığının Pazar günkü açıklamasında konuyu Dünya Ticaret Örgütü’nün 23-24 Temmuz’daki genel konsey toplantısına taşıyacağını belirttiği yazıldı. Tüm bunların yanı sıra Washington da Kuzey Asya komşuları arasındaki ticaret savaşına çekildi ve ABD’nin bu duruma müdahil olup olmayacağı merakla bekleniyor.
Sonuçta Japonya ile Güney Kore, Washington’un bölgedeki en büyük müttefikleri arasında ve Doğu Asya politikası için ABD’nin en iyi diplomatlarından David Stilwell’in Çarşamba günü Güney Koreli yetkililerle bir araya geldiği öne sürüldü.
Edinilen bilgilere göre David Stilwell, Güney Kore ve ABD’yle ilgili tüm meselelerle ilgileneceğini söylese de ABD’nin çatışmada oynayacağı rol hakkındaki sorulara cevap vermedi.Uzmanlarsa Trump yönetiminin gerçekten Kore-Japonya anlaşmazlığına karışıp karışmayacağından emin değil. Örneğin Korea Economic Institute direktörü Troy Stangarone, önceki ABD yönetimlerin iki ülke arasındaki gerginliği azaltmak için sahne arkasında çalışmayı denediğini ancak Trump yönetiminin nasıl dahil olacağının bilinmediğini dile getirdi. İdeal olarak ise ABD’nin her iki hükümeti de anlaşmazlığa makul bir çözüm bulmak için diyaloğa girmeye teşvik edeceğini belirtti.
Jesper Koll ise ABD’nin aktif bir arabulucu olarak adım atma olasılığının çok düşük olduğunu savundu. Trump yönetiminin ticareti silah haline getirmekten korkmadığının üzerini çizen Koll, anlaşmazlıkları gidermek için ticareti kullanmanın mevcut ABD yönetimi için makul görünebileceğini ekledi.
İlaveten Trump’ın dünyasında önce Amerika’nın olduğunu ve dünyanın geri kalanına gelince bunun olanların sorunu olduğunu kaydetti. Tüm bunların yanında iki ülke arasındaki ticaret çatışmasının uzun zamandır planlandığını ve son iki yılda Japonya-Güney Kore arasında artan güvensizlik olduğunu anlattı. Koll, uygulanan ticari düzenlemelerin, Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin kısa dönemli politik taktiği olmadığını, bundan ziyade uzun zamandır beklenen stratejik bir hamle olduğunu da öne sürdü.