
Para ve zaman… Bu ikisinin ne kadar da çok ortak özelliği var, değil mi? Evet, insanoğlunun en çok önem verdiği şeyler arasında ilk sıraları yer alan iki kavram! Peki, bu kavramların ortak yönleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Mesela; para ve zamanın ortak özellikleri denilince benim aklıma gelenlerden bir tanesi her ikisinin de paha biçilemez kadar değerli olduğu geliyor. Ayrıca ikisinin de bilinçli bir şekilde yönetilmesi gerektiğini biliyorum. Çünkü yönetilmedikleri takdirde kişinin sahip olduğu bir şey değil, kişiye eziyet eden bir güç haline dönüştüklerini hepimiz görebiliyoruz.
Aslında vakit nakittir sözü de bize para ve zaman arasındaki ilişki hakkında fikir veriyor. Çünkü iyi kullanılmadıkları takdirde para da zaman da elden avuçtan uçup gidiyor. Ve bir noktadan sonra ne para ne de zaman geri alınamıyor. Tamam, para belki tekrar kazanılabiliyor. Ancak o zaman içinde kaybettiğiniz parayı geri almanız ne yazık ki artık mümkün olmuyor. Zira siz olduğunuz yerde nefes almadan dursanız bile, saatin ibreleri hiç durmadan çalışıyor. Ve şu anda genç, bekar ya da çok para sahibi olmanız, zamanın ya da paranın kıymetini bilmemeniz için geçerli bir neden değil.
Az önce değindiğim noktalardan yola çıkarak, varmak istediğim yeri anlamış olmalısınız. Evet, bugünkü konumuz para ve zaman kavramlarıyla ilgili. Ama tabii genel yönleriyle değil de bizi ilgilendiren yönleriyle! Yani birazdan sizin ne paranızı ne de zamanınızı savurmamanız için dikkat etmeniz gereken şeyler hakkında konuşacağız. Ve bunu başardığınız takdirde doğal olarak birikim yapmayı, daha çok para kazanmayı ve cüzdanınızda daha çok para kalmasını da sağlamış olacaksınız. Sanırım yeterince ilginizi çektim! O halde, aşağıdaki 5 püf noktasını hemen incelemeye başlayalım!
İşte cüzdanınızda daha fazla para tutmanızı sağlayacak 5 püf noktası:
Harcamadan Önce Saatlik Kazancınızı Düşünün!
Cüzdanınızda daha çok para kalmasını istiyorsunuz aklınızdan çıkarmamanız gereken şeylerden ilki bu olmalıdır. Yani para harcamadan önce saatlik kazancınızı düşünmek olmalıdır. Mesela; her sabah içtiğiniz kahvenin parasını ödemek için ne kadar çalışıyorsunuz? Ya da sadece hoşunuza gittiği için aldığınız ayakkabı için ne kadar para ödüyorsunuz? Sadece günlük alışkanlıklarınız için harcadığınız parayı düşünseniz bile bunların yıl içinde ne kadar yüksek miktarlara ulaştığını anlayabilirsiniz.
İsterseniz, daha somut örnekler vererek konuşalım. Örneğin; her gün 1 liralık çikolata alıyorsunuz. Düşününce ne kadar küçük bir para değil mi? Sonuçta kimse 1 liradan batmaz! Ancak bu para bir yıl içinde 365 lira yapıyor. Ya da sabah evinizde yapmadığınız yerine pastaneden aldığınız poğaça, simit! Bu harcamanızda yılda en az 350 lira yapacaktır. Yani sadece poğaça ve simit için yılda 700 lira harcıyorsunuz. Peki, 700 lira için kaç saat çalışıyorsunuz? İşte her harcamadan önce kendinize bu soruyu sorarsanız, zamanla ne kadar çok gereksiz harcamanız olduğunu anlarsınız.
“Harcadıktan sonra kalanı biriktirmeyin; birikimi kenara ayırdıktan sonra geriye kalanı harcayın.” demiş Warren Buffett!
Keyfi Harcamalarınızı Azaltın!
Harcamalarınızdan önce saatlik kazancınızı düşünmeyi öğrendikten sonra ise keyfi harcamalarınıza odaklanmalısınız. Sinemaymış, kahveymiş, abur cuburmuş, yemekmiş tüm bunları olabildiği kadar azaltmalısınız. Mesela; haftada bir kez sinemaya gitmek yerine ayda bir kez gitmelisiniz. Ya da her iş çıkışında arkadaşlarınızla tatlı yemeye saatlik kazancınızı düşündükten sonra gitmelisiniz. Sonuçta hiç kimse tatlı yemek gibi anlık keyifler uğruna çalışmak istemez, değil mi? Ama işte farkında olmasanız bile, belki tam olarak bunu yapıyorsunuz. Maaştan maaşa kıt kanaat geçiniyor, kenara bir kuruş bile koyamıyorsanız özel zevklerinizin için harcadığınız para miktarınız kesinlikle azaltmalısınız. Ancak bu şekilde emeğinizin hakkını alabilir, daha iyi bir geleceğin temellerini atabilirsiniz.
Boşa Geçen Zamanınızı Kaybedilmiş Para Olarak Düşünün!
Cüzdanınızda her zaman para olmasını istiyorsanız; boşa geçen zamanlarınıza karı bakış açınızı değiştirmelisiniz. Yani ne kadar tasarruflu olursanız olun, şu anda elde ettiğiniz kazançla bir yere varamayacağınızı düşünüyorsanız, o zaman farklı ek gelir yöntemlerine başvurun. Sonuçta akşam işten çıktığınızda elinizde bir sürü boş vakit kalıyor, değil Mi? O zaman neden bu zamanlarınızı değerlendirmek için uğraşmıyorsunuz? Ne iş yapacağınızı bilmiyor olabilirsiniz, bu nedenle size boş zamanları paraya çevirecek kazançlı ek gelir yöntemleri neymiş öğrenmenizi öneririm.
Öte yandan, yapabileceğiniz bir iş varken onu yapmazsanız zamanla birlikte sizin olabilecek parayı da kaybetmiş olursunuz. Tamam, sadece bir işte çalışarak ve mesainiz bittiğinde hemen evinize koşarak belki teknik olarak para kaybetmiş olmuyorsunuz. Ama bu durumu cüzdanınızı doldurabilecek potansiyel bir para kaybı olarak düşünmelisiniz. Neticede evinizde oturup her hafta neredeyse aynı şeyleri gördüğünüz o saçma diziyi izlemek yerine, karşınıza çıkan fırsatları değerlendirmek çok daha mantıklı bir seçim olacaktır, yanılıyor muyum?
Parayı Nereye Harcayacağınızı Öğrenin!
İsterseniz tonlarca paranız olsun, onu nasıl harcayacağınızı ya da değerlendireceğinizi bilmezseniz hiçbir anlamı olmaz değil mi? Mesela; banka hesabınızda 100.000 liranız var. Ama bu parayı değil harcamak ona dokunmayı bile göze alamıyorsunuz. “Hadi canım sende” demeyin. Çünkü parasını kullanmayı bilmeyen sayısız insan olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Öte yandan, bir de şunu düşünün. Cebinizde 100 lira var ve bu parayla eşinizi yemeğe götürdünüz. Sonucunda ise hem eğlenceli vakit geçirmiş hem de hayat boyu hatırlayacağınız güzel bir anı kazanmış oldunuz. Sizce hangi seçenekte paranın gerçek hakkı veriliyor?
Anlayacağınız, daha rahat bir yaşam için paranızı nasıl değerlendirmeniz gerektiğini öğrenmelisiniz. Örneğin; evinize pahalı mobilyalar almak yerine ailenizle birlikte huzurlu bir tatile çıkmalısınız. Ya da elinize geçen her kuruşu bankaya atmak yerine, daha çok kazanmak için bu paraları değerlendirmeyi öğrenmelisiniz. Zenginlerin sadece biriktirerek mi para kazandığını zannediyorsunuz? Onlar hem biriktirip hem de paralarını arttırmayı bildikleri için paraya para demiyorlar. Bu nedenle siz de paranızı değerlendirmeye bir an önce başlamalısınız.
Biriktirilmiş Parayı Kazanılmış Para Olarak Düşünün!
Bundan sonra para biriktirmeye biriktirmek olarak değil kazanmak olarak bakın. Yani sizin düşündüğünüz gibi para biriktirmek ekstra bir nitelik değil, kazanmak gibi herkesin sahip olması gereken bir mecburiyettir. Bu nedenle kenara 100 lira atmayı birikim değil de fazladan 100 lira kazanmak olarak görmelisiniz. Atıyorum, her gün ıvır zıvır için harcadığınız 5 lirayı kenara koyduğunuzda, doğal olarak aylık kazancınızı 150 lira arttırmış oluyorsunuz.
Seneye vurduğunuzda ise fazladan 1800 lira elde etmiş oluyorsunuz. Aslında para biriktirmek pardon kazanmak düşünüldüğünden çok daha kolay. İnsan sadece küçük alışkanlıklarından vazgeçerek bile kazancını rahatlıkla arttırabiliyor. Siz de hemen şimdi vazgeçmeniz gerek alışkanlıklarınızı düşünün ve normalde bu alışkanlıklarınız için harcayacağınız parayı kumbaranıza atmaya başlayın. Daha sonra ise kendi kazancınızı arttırmış olmanın keyfini çıkartabilirsiniz.