Çin’in Hızlı Toparlanması Küresel Ekonomi için Covid-19 Tamponu

Çin, 2020’yi pozitif GSYİH büyümesiyle tamamlayan tek büyük ekonomi olarak öne çıktı. Ekonomik verileriyle şimdiye kadar birçok övgü toplayan ülke, bugün de kendi Dışişleri Bakanlığı açıklamalarıyla gündeme geldi.

Global Times’ın haberine göre bakanlık, Çin’in 2020’de yüzde 2,3 GSYİH büyümesiyle hızlı ekonomik toparlanmasının, küresel ekonomiye COVID-19 salgını ve ekonomik durgunluğun etkilerine karşı tampon sağladığını söyledi.

1,4 milyar nüfusa, 900 milyon işgücü büyüklüğüne sahip ve aynı zamanda dünya çapındaki şirketler için bir yatırım merkezi olan Çin, BM’nin son raporuna göre doğrudan yabancı yatırımda ABD’yi yerinden etti.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından Ocak’ta yayımlanan rapora göre Çin, Covid salgını sırasında çektiği 163 milyar dolarla en büyük doğrudan yabancı yatırım alıcısı olarak ABD’yi geride bıraktı. Yabancı şirketlerin Çin pazarına olan güveni istikrarlı bir şekilde devam etti.

Çin’deki Alman Ticaret Odası’na göre ankete katılan Alman şirketlerinin yüzde 77’si Çin’deki faaliyetlerinin 2021’de diğer tüm pazarlardan önemli ölçüde daha iyi olacağına inanıyor. Başka bir rapora göre de ABD şirketlerinin yaklaşık yüzde 82‘si de önümüzdeki üç yıl içinde üretimlerini Çin dışına kaydırmayacağını söyledi.

Çin’in her zaman serbest ticaret ve ekonomik küreselleşmenin destekçisi olacağını ve açılma hamlesine devam edeceğini de sözlerine ekledi. Aynı zamanda dünyanın ikinci en büyük ekonomisinin ticareti ve yatırımı kolaylaştırırken, yerel iş ortamını iyileştirmeye devam edeceğini savundu.

Bunların yanında Çin ile ABD arasında çeşitli seviyelerde iletişimin sürdürülmesinin karşılıklı anlayışı ve ikili ilişkilerin geliştirilmesini kolaylaştıracağını söyledi. Wang Wenbin’in açıklaması ABD Başkanı Joe Biden’ın kısa süre önce ABD’nin Çin ile çatışmayı görmek istemediğini söylemesinden sonra geldi.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Biden’in birbirleriyle birçok kez temas kurduklarını kaydeden Wang, iki ülke arasındaki çeşitli seviyelerde iletişimin karşılıklı anlayış ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olduğunu aktardı. Çin’in ABD ile çatışma, içermeyen, karşılıklı saygı ve kazan-kazan işbirliğine dayanan ilişki geliştirmeye kararlı olduğunu belirterek işbirliğin çağrısında bulundu.