
Türkiye’nin önündeki yerel seçimler öncesinde dolar kurunda hızlı bir yükseliş eğilimi gözlendi. Seçimlerin ardından görülmesi beklenen 6 ve 7 lira seviyeleri, dünkü çıkış hareketi sonrasında dünya genelinde konuşulmaya başlandı.
Dolar kuru dün 5,4653 liradan güne başladıktan sonra hızlı bir çıkış gerçekleştirdi ve 5,85 lira seviyesine kadar tırmandı. Türk lirasındaki kayıplar yüzde 5,5’e yaklaşırken, birçok kişi yükselişin nereden kaynaklandığını anlamakta zorlandı. FED’in faiz artırımı kararı ve TCMB’nin döviz tevdiat hesapları ise yükselişin ana nedenleri olarak açıklandı.
Merkez Bankası’ndan İhalelere Ara Verme Hamlesi Geldi
Dolar kurundaki hızlı çıkış devam edince TCMB, 1 hafta vadeli repo ihalalelerine bir süreliğine ara verildiğini açıkladı. Piyasaya daha az Türk lirası verip dolar karşısında değerlenmesini sağlamak için yapılan bu hamle ile sonrasında kısa süreliğine bir gerileme yaşandı.
Kur, TCMB’nin hamlesinin ardından 5,5843 liraya geriledikten sonra yeniden yükselişe geçti ve kapanışı 5,7616 liradan gerçekleştirdi. TSİ 10:30 sularında başlayan yükseliş 22:50 sularında 5,8447 liraya kadar devam etti. Bu seviyeden bir miktar gevşedikten sonra kapanışa geçti.
Güncel verilerle TCMB’nin 1 hafta vadeli repo ihalelerinde faiz oranı (politika faizi) yüzde 24, gecelik vadede borç verme faiz oranı yüzde 25,50 ve geç likidite penceresi işlemlerinde borç verme faiz oranı yüzde 27 seviyesinde bulunuyor.
Hanehalkı Döviz Biriktiriyor
Merkez Bankası Eylül ayında 625 baz puan artışla gösterge faiz oranını yüzde 24 seviyesine yükseltti. Bu seviyeler, hanehalkının parasını faize yatırmasına neden olurken, seçim sonrası beklentiler nedeniyle dolar birikimleri de artış gösterdi.
Yerel yatırımcılar enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda TL birikimlerini, yabancı para birimlerine dönüştürdü. Türk hanehalkı ve şirketleri 15 Mart’ta sona eren haftada 4 milyar dolarlık alım yaparak, döviz tevdiat hesapları 175,8 milyar dolara yükseldi.

TCMB’nin toplam rezervleri, geçen hafta 2 milyar 957 milyon dolar azalarak 94 milyar 439 milyon dolara geriledi. TCMB Haftalık Para ve Banka İstatistikleri verilerine göre; 15 Mart’ta brüt döviz rezervleri 3 milyar 181 milyon dolar azalarak 73 milyar 782 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Brüt döviz rezervleri, 8 Mart ile biten haftada ise 76 milyar 963 milyon dolar seviyesindeydi. Net döviz rezervi ise 6,3 milyar dolar azaldı.
Hazine’nin Mart ayında yapmayı planladığı 3,8 milyar dolarlık dış borç ödemeleri geride kalırken, analistler tutarsızlığı azaltmakta zorlanıyorlar. Nomura Plc’de stratejist olan Henrik Gullberg, “Dış borç geri ödemeleri rezervlerdeki düşüşü açıklayamadığından piyasalar müdahale olduğunu varsayıyor,” ifadelerini kullandı.
Rezerv Rakamları Olağan Dışı Değil
Bloomberg’e bilgi veren bir TCMB yetkilisi, son dönemde açıklanan rezerv rakamları ile ilgili olağan dışı bir durum olmadığını dile getirdi. Aynı zamanda TCMB’nin rezerv biriktirme politikasının devam ettiğini söyledi.
Bu açıklama, TCMB’nin rezervlerine yönelik söylentilerin ardından gelirken, adının açıklanmasını istemeyen yetkili rezervlerde dönem dönem hızlı değişimler olabileceğini açıkladı.
TCMB yetklisi; Hazine adına gerçekleştirilen dış borç ve diğer cari döviz ödemeleri, Hazine’nin yurt içinde ve dışında gerçekleştirdiği döviz cinsi borçlanmaları, enerji ithalatçısı kamu kuruluşlarına yapılan döviz satışları, ihracat reeskont kredileri ile bankaların yabancı para ve TL zorunlu karşılıkları için TCMB nezdinde tutulan döviz hesaplarındaki hareketlerin bazı zamanlarda hızlı değişimlere yol açabildiğini ifade etti.
Son dönemde yaklaşık 5,3 milyar dolar tutarında dış borç ödemesi ve enerji ithalatçısı kurumlara döviz satımı yapıldığını da açıklayan yetkili; TL depo karşılığı döviz depo ihaleleri, teminat döviz depo işlemleri ve döviz karşılığı TL swap imkanı gibi politika araçları kapsamındaki döviz hareketlerinin de rezervlerde geçici dalgalanmalara neden olabileceğini açıkladı.
Rezervlerdeki dalgalanmanın geçici olduğunu belirten yetkili, farklı para birimlerinin ve altının, dolar karşısındaki değer değişimleri kaynaklı değerleme etkilerinin de olabileceğine dikkat çekti.
TCMB yetkilisinin açıklaması; Merkez Bankası’nın rezervlerindeki düşüşün 31 Mart seçimlerinden önce para birimini desteklemek için stoklarını kullandığı yönündeki spekülasyonlar arasında TL’nin çöküşünün hızlanmasının ardından geldi.
Yabancı Uzmanlar Beklentilerini Yükseltti
JPMorgan Chase & Co. yayımladığı bir raporunda, yatırımcıların dolara karşı değer kaybettiğini ve bunun 5,90’a çıkmasını hedeflediğini belirtti. JPMorgan, Hazine’nin Eurobond ödemeleri için 15 Mart ile biten iki haftada yalnızca 1,5 milyar dolarlık rezerv hesabına ulaşabildi. Bu nedenle 20 Mart itibarıyla rezervlerin 1,5 milyar dolar daha düştüğünü tahmin ediyor.
JPMorgan stratejistlerinin müşterilerine hazırladığı bir notta, “Bu döviz rezervi düşme hızının, sürdürülemez olduğuna inanıyoruz. Yabancı para rezerv desteğinin, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerden sonra, USDTRY alım-satım işlemlerinin önemli ölçüde daha yüksek olmasına neden olacağı riskinin yüksek olduğunu düşünüyoruz,” ifadeleri kullanıldı.
JPMorgan, “Merkez Bankası’nın ödemeler dengesi için döviz rezervi desteği sürdürülemez gibi görünüyor ve seçimlerden sonra rahatlayabilir,” derken, yerel dolarizasyonun önemli bir baskı kaynağı olduğunu söyledi. Analistler, yurt dışında yerleşik olmayan yabancı para uzun vadede devam ederken, borç çevirme gereksinimlerinin Nisan-Mayıs ayları boyunca yüksek seyredeceğini tahmin ettiklerini belirttiler.
Jeopolitik risklerin manşetlerde yer almamasına karşın arka planda büyük bir artış gösterdiğine değinen JPMorgan raporunda, USDTRY’nin yakın vadede 6,00 liranın altına düştüğünü gördüklerinden bahsetti. Müşterilerine 5,90 hedefiyle uzun USDTRY seviyesine çıkmayı ve 5,35 lira seviyesini gözden geçirmeyi önerdi.
Londra’daki BlueBay Asset Management stratejisti Timothy Ash ise TCMB’nin ihalelere ara verme hamlesini zaman kazanma olarak yorumlarken, merkez bankası yönetiminin kendilerini kanıtlaması için son şansları olabileceğini dile getirdi. Ash, son 3 ayda TL’deki kayıpların yüzde 7 seviyesini aştığını dile getirirken, jeopolitik risklere de dikkat çekti.