
Trump ile Xi arasındaki G-20 görüşmesinin ardından Washington ve Pekin arasındaki ticaret müzakerelerine devam edilmesine karar verildi. Huawei konusu hakkında da bir uzlaşma sağlanırken, Çin’in bundan sonra atacağı adımlarda daha dikkatli olacağına dair mesajlar yayılmaya başladı. Bunun ilki olarak da ABD’nin incitemeyeceği bir teknoloji ortamı yaratmak istemesi geldi.
Analistler, Çin’in değişen iş ortamına zaten uyum sağladığını ve ticaret ilişkilerinin bir daha asla aynı olmayacağını söylüyorlar.Bu hafta sonu Japonya’da düzenlenen G-20 Zirvesi’nde bir araya gelen Trump ve Xi, durdurulan ticaret müzakerelerini yeniden düzenlemeyi kabul ettiler. Birbirinin ithalatına ilişkin yeni tarifeler getirmeyeceklerinin de sözünü verdiler. Bu görüşmelerin iyimserliği ile Asya ve Avrupa piyasalarında dünkü işlemlerde yükseliş kaydedildi.
Muhtemel bir ticaret anlaşması konusunda daha fazla ayrıntı bulunmamasına ve Trump’ın şirketi ulusal güvenlik riski olarak tanımlamış olmasına rağmen, Huawei’ye ihracatı konusunda kısıtlamaları hafifletebileceğini belirtti. Analistler, her zamanki gibi şeytanın ayrıntıda gizlendiğini söylediler.
Goldman Sachs ekonomi araştırma ekibi, Huawei ihracatındaki kısıtlamaların kaldırılmasının potansiyel etkilerini değerlendirdi.Yaptıkları açıklamada, “Huawei’ye yapılan ihracatta kısıtlamaların potansiyel olarak kısalması, beklenenden biraz daha fazla bir düşüş gösteriyor,” dediler. Ticaret savaşının yakın izleyicileri ve özellikle teknoloji çevresi üzerindeki etkisi, şimdi görüşmelerde ne olursa olsun ABD ile Çin arasındaki ticari ilişkilerin değişeceğini ve belki de daha kötüsünün olabileceğini söylüyorlar.
Boston Consulting Group’un Başkanı Hans-Paul Burkner dün, Çin Dalian’daki Dünya Ekonomik Forumu’nda CNBC’ye verdiği demeçte, “Herkes yeniden müzakerelerin başlamasından memnun olacak. Ancak açıkça bir kişi sürtünmelerin devam edeceğini ve işletmelerin tedarik zincirlerini çeşitlendirmek zorunda kalacağını ve daha az kırılgan olmak portföylerini dünyaya nasıl gerçekten yaygınlaştıracağını yeniden düşünmelerini gerekecek,” dedi.
Burkner, Çin ve uluslararası şirketler tarafından Çin’den, dünyanın diğer bölgelerine yapılan üretimde kayda değer bir hareket görüleceğini söyledi.Ayrıca eğer Çinli ve ABD’li teknoloji firmaları karşılıklı tedarik ve gelenek dönemini sonlandırırsa iki teknoloji dünyası dönemi olasılığını öngördü. Burkner, “İdeal olarak, düz bir adil ortam tutuyoruz ve birbirimizle çalışabiliyoruz ve dünya çapında birbirimizle rekabet edebiliyoruz. Ancak iki teknoloji dünyasına bir Çinlilere ve bir ABD’lilere sahip olma ihtimalimiz var, umarım ki gelmeyecektir ama imkansız değil,” dedi.
ABD ile Çin arasında 18 aydır süren ticaret gerilimleri, teknoloji savaşı olarak görülmeye başlandı. Aslında Trump için tanımlayıcı bir neden, Çin’in haksız ticaret uygulamaları ve Amerikan fikri mülkiyet hırsızlığı olarak gördüğü şeydi. Bununla birlikte ABD’nin Çin’e yönelik teknoloji satışlarına getirilen kısıtmalar sonuçta Çin’i kendi inovasyonlarını yapmak için teşvik ediyor.
Yönetim danışmanlığı Bain & Company’nin ortağı Henrik Naujoks, Çin’in teknoloji yarışında muazzam bir ilerleme kaydettiğini söyledi.MSA Capital’in yönetici ortaklarından olan Ben Harburg ise Trump’ın Huawei’de görünüşte imtiyaz göstermesini ertelemek olarak nitelendirerek, teknoloji firmasına kendi yonga yeteneklerini ve işletim sistemini geliştirmek için zaman tanıyacağını söyledi.
Harburg, “ABD’ye bağlı işletim sistemlerine bağımlı olmadan özgüven oluşturma ve burada bir tür paralel teknoloji ekosistemi kurma konusunda büyük miktarda sermaye ve yetenek atılacak,” dedi. En sonunda, ABD şirketleri bu değişen dünyadan kaybolarak durduğunu Çinli firmaların bileşenlerini yerel olarak tedarik edip Çin ve yükselen pazarlarda satacağını belirtti.