
Araştırma şirketi Oxford Economics ile birlikte uluslararası hukuk firması Baker McKenzie’nin bir raporuna göre; Asya Pasifik’te anlaşma yapma hızı, 2020 yılına kadar yavaşlayabilir. Bunun nedenleri ise ticari belirsizlikler ve küresel durgunluğa yönelik endişeler.
Global Transactions Forecast 2020 (Küresel İşlemler Tahmini) raporuna göre; bölgedeki birleşme ve satın alma faaliyetlerinin 2019 yılında yüzde 18 oranında düşeceği tahmin ediliyor. Bu miktar, 2020’de ertesi yıl ılımlı bir dirilişe geçmeden önce 529 milyar dolara düşebilir.
14 Ekim’de yayımlanan raporda, hem iç hem de sınır ötesi birleşme ve satın alma anlaşmalarının yer aldı.
Baker McKenzie Asya Pasifik Başkanı Ai Ai Wong, “Karışık ekonomik görünümün ve ticaret rüzgarlarının birleşme ve satın alma aktivitelerine ağırlık vermeye devam edebileceğini, yatırımcıların ve şirketlerin 2020’de Asya’da temkinlik kaldıklarını görüyoruz,” dedi.
Çin Faktörü
Çin’deki anlaşmaların daha az olması nedeniyle Asya’da anlaşma faaliyetleri bu yıl yavaşladı. Rapora göre; bu baskı, ABD ile ticaret gerilimlerine cevaben dış yatırımlara uygulanan hükümet kısıtlamaları nedeniyle gerçekleşti.
ABD ile Çin arasındaki ticaret çatışması bir yıldan daha uzun bir süre önce başladı. Ancak son aylarda artmış, her iki taraf da birbirlerinin mallarına milyarlarca dolarlık tarife getirmişti. Pekin’in sermaye çıkışındaki sınırlamalar, kısmen ticaretteki belirsizlikler ve dünyanın en büyük ikinci ekonomisindeki büyümeyi yavaşlatmasından kaynaklanıyor.
Bir finansal piyasalar araştırma firması olan Dealogic’e göre; Çin, dünyanın dördüncü en büyük birleşme ve satın alma kaynağıdır.
Danışmanlık şirketi EY, Çin’in Amerikan şirketlerinin satın alımlarında yüzde 95’lik bir düşüş yaşadığını söyledi. Şirket, “Geçen beş yıl boyunca birleşme ve devralma pazarını karakterize eden sınır ötesi pazarlık anlaşmaları, ticaret anlaşmazlığı sürdükçe daha fazla zorlaşıyor,” ifadelerini kullandı.
EY, Ağustos raporunda Çin’den yapılan yatırımların yabancı hükümetlerden de daha fazla inceleme aldığını belirtti. Ticaret savaşına ilişkin ulusal güvenlik kaygıları çoğu zaman sebeplerden biri olarak gösterildi.
Asya’da Parlak Noktalar
Baker McKenzie, Asya’daki genel birleşme ve satın alma faaliyetinin düşeceği tahmin edilmekle birlikte Japonya’nın bir istisna olacağını belirtti. Raporda, Japon şirketlerinin daha fazla deniz aşırı şirket satın alarak büyümeye istekli olmaları nedeni gösterildi.
Baker McKenzie’nin yaptığı açıklamada, Japonya’daki politika yapıcıların yerel şirketleri yurt dışından satın almalarını ve Japon malları için yeni talep havuzları bulmalarını teşvik ettiğini söyledi.
Bundan yararlanan bir diğer ülkenin ise Avustralya olduğu söylendi. Geçen hafta Japon Nippon Paper, Avustralyalı ambalaj üreticisi Orora’nın elyaf kolunu 1,72 milyar dolara satın aldı.
Finansal hizmetler şirketi Shaw and Partners’ın üst düzey yatırım danışmanı olan Adam Dawes, “Japonlar, Avustralya varlıkları konusunda hala çok istekli. Onların yüzeyinin altında çok fazla eylem var ve hala Çin, Amerika ve Brexit’te ne olup bittiğine bakılmaksızın işletmelerin hala büyümesi gerektiğini düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.
Raporda, Endonezya, Tayland ve Vietnam’ın da fayda sağlayabileceği belirtildi. Baker McKenzie, bu ülkelerin güçlü bir satın alma ve birleşme faaliyeti gördüklerini, deniz aşırı yatırımcılar için cazip hedefler olmaya devam ettiklerini dile getirdi.
Birleşme ve Satın Alma Anlaşmaları 2021’den Sonra Başlayabilir
Asya’da anlaşma yapmak için öngörülen düşüş eğilimi, dünya genelinde daha geniş bir trendin parçasıdır.
Baker McKenzie, küresel ekonomideki artan belirsizlik nedeniyle dünya çapındaki anlaşmaların hacminin düşmesine karar verdi. 2019 yılında 2,9 trilyon dolar olan anlaşma toplam değerinin, 2021 yılında 2,1 trilyon dolara gerileyeceği öngörüldü.
Ancak işlerin 2021 yılından sonra tersine dönebileceği ifade edildi. O zamana kadar küresel ekonomi de istikrar kazanmaya başlayacak ve iş ortamı daha sonraki satın alımlar için elverişli bir ortama kavuşacak.
Baker McKenzie raporunda, “Sonuç olarak anlaşma yapma iştahı, birleşme ve satın alma hacimlerinde kademeli bir iyileşme için temel oluşturacak şekilde 2021’den itibaren geri dönmelidir,” ifadelerine yer verildi.
Şirket, ayrı bir makalede, tüm sektörlerdeki şirketler rekabet edebilmek için sahip olmadıkları dijital özelliklere sahip işletmeleri satın almaya çalışacaklarından, teknolojik bozulmanın bunu tetikleyeceğini söylemişti.
Ortak raporda ise “Satın almalar, özellikle teknolojik bozulmalara karşı savunma ihtiyacı nedeniyle tüm büyük sektörlerdeki şirketler için önemli bir büyüme stratejisi olmayaca devam edecektir,” ifadelerine dikkat çekildi.