
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye Raportörü olarak görev yapacak olan yeni isim Nacho Sanchez Amor, son zamanlarda Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında zorlu bir süreç yaşandığını söyledi. Her iki tarafta da güven zedelenmesi olduğunu ifade ederek, bu güvenin yeniden kazanılması gerektiğini vurguladı.
Görevini tarafsız ve kapsayıcı bir şekilde icra etmek istediğini dile getiren Amor, yeni bir döneme başlamak için öncelikle içinde bulunulan şartların gözden geçirilmesi gerektiğini ve tüm kesimlerle görüşmek istediğini aktardı.
AP Türkiye Raportörü, tarafların birbirini eleştirirken çok genel kriterlere değinmemeleri gerektiğini söyledi.AB ve Türkiye’nin birbirini eleştirirken hedef odaklı yaklaşımının sorunların çözülmesinde daha yardımcı olacağını söyleyen Amor, ilişkilerin yeniden nasıl iyileştirilebileceğine dair soruları yanıtlandırdı.
Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarının kabul edildiğini fakat AB olarak Barış Pınarı Harekatı’na karşı çıktıklarını belirtti. Operasyon kapsamında Birleşmiş Milletler’in (BM) 51. maddesinin gündeme geldiğini hatırlatan Amor, Türkiye’nin güvenlik kaygısıyla attığı adımların uluslararası hukuk ile bağdaşmadığına değindi.
Söz konusu maddenin ancak dışarıdan saldırıya maruz kalınması durumunda geçerli olduğunu oysaki Türkiye için böyle bir durumun mevzu bahis olmadığını söyledi.
Amor’a terör örgütleri PKK/YPG’nin Türkiye’ye attığı roketlerin saldırı sayılıp sayılmadığı soruldu.Bu soru üzerine tek bir tarafı savunmadığını ve Tel Abyad’daki bombalı saldırıyı da eleştirdiğini belirtti. “Ben, Türk sahillerinde hayatını kaybeden Alan Kurdi bebeği çok net hatırlıyorum ama aynı zamanda Akçakale’de hayatını kaybeden Muhammed bebeği de hatırlıyorum.” diyerek her türlü saldırıyı kınadığını söyledi.
AB’nin Tel Abyad’a yapılan saldırının ardında yatanları tespit edecek bir merci olmadığı için herhangi bir açıklama yapmadığını aktardı. Türkiye’de terörist ifadesinin çok kullanılması sebebiyle gerçek teröristlerin tespit edilmesinin zorlaştığını ifade etti.
Yapılan saldırıların meşru güvenlik kaygısı oluşturmasının çok normal olduğunu fakat hepsinin de terörle bağdaştırılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye, özellikle sığınmacılar için yaptıkları göz önünde bulundurulduğunda, AB için her açıdan çok önemli bir ortak.Mültecilere her zaman kucak açan Türkiye’yi takdir ettiğini söyleyen Amor, göçler konusunda çok büyük bir yük üstlendiğini dile getirdi. Göç sorunu çözülene kadar ek mali yardım talebinde bulunma hakkı olduğunu, öte yandan Barış Pınarı Harekatı’nın buna ters düştüğünü ve Suriyelilerin evlerine geri yollanmak istendiğini söyledi.
Türkiye’nin güvenli bölgeye kimleri göndereceği, buraların yeterince güvenli olup olmayacağı gibi soruların da merak edildiğini sözlerine ekledi. Türkiye’nin AB’den yardım almadan önce de sığınmacılara destek olduğunu, şu anda yapılan yardımların direkt sığınmacılara yönelik projelere aktarıldığını hatırlattı.
Görevde olduğu süre boyunca Türkiye’yi tam olarak anlamak istediğini ve en önemli gündeminin bu olacağını söyledi.Sosyal medyada yapılan eleştirilerin, çocukları PKK tarafından alıkonulan annelerin isyanının ve hayatını kaybeden bebeklerin farkında olduğunu, gelişmeleri yakından izlediğini belirten Amor, Türkiye’de yaşanan olayları daha yakından öğrenmek istediğini söyledi.
AB’nin Türkiye’yle üyelik müzakeresini askıya alma kararına ilişkin AB Komisyonu ve Konseyin bu kararı desteklemediğini ifade etti. Bu ülkede siyasi konuda çok fazla gelişme yaşandığını ve bunların doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ocak ayında Türkiye’ye bir ziyaret planı olan Amor, karşılıklı eleştiriler ve ithamlar yerine AB ile olan güven ortamının yeniden inşa edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.