
ABD ve Çin, Pekin’in yabancı şirketlere yaptığı muamele konusundaki anlaşmazlığa kilitlenmiş olsa da birçok yabancı şirket olumlu bir değişime sahip bir alan olduğunu söyleyerek bunu fikri mülkiyet olarak tanımladı. Çin’deki Amerikan Ticaret Odası Salı günkü açıklamasında, üyelerinin yüzde 59’unun Pekin’in son beş yıldaki fikri mülkiyet koruması uygulamasını geliştirdiğini düşündüğünü söyledi.
13 Kasım ile 16 Aralık tarihleri arasında 314 üye şirket temsilcisinin katıldığı ankette ayrıca belirgin özellik ve marka korumadaki uygulamaların 2016 ile 2018 yılları arasında iyileştirildiği kaydedildi. ABD Ticaret Odası Başkanı Timothy Stratford, Salı günü gerçekleştirilen bir basın toplantısında; “Gösterdiğimiz istatistiklerin fikri mülkiyet hakları konusundaki adalet sistemindeki uygulamalarda mütevazı bir iyileşmeye işaret ettiğini düşünüyorum” dedi.
Bu da Pekin’in genellikle yabancı şirketlerin istediğinden çok daha yavaş hareket etse de duyarlılıktaki ve son gelişmelerdeki iyileşmenin doğru yönde hareket ettiği yönünde yorumlandı.Geçen yılın Aralık ayının sonunda Pekin, Çin’in Yüksek Mahkeme’sinin Ocak ayından itibaren fikri mülkiyet hakları konusunda davalara temyiz hakkı vereceğini duyurmuştu. Nitekim geçmişte bu davalar yalnızca vilayet düzeyindeki yüksek mahkemeler tarafından ele alınmıştı. Bununla birlikte Stratford, teknoloji ve endüstriyel sektörlerden yanıt verenlerin neredeyse yarısının fikri mülkiyet korunmasının daha güçlü olduğunu düşündükleri takdirde Çin’e yatırım yapacaklarını söylediklerini aktardı.
Devam eden ticaret anlaşmazlığında da ABD Çin’i fikri mülkiyet haklarını çalmak ve Amerikan şirketlerini anakarada iş yaparken teknolojilerini paylaşmaya zorlamakla suçlamıştı.Dünyanın en büyük iki ülkesi arasındaki gerginlikler, ABD ile Çin’in birbirine milyarlarca dolarlık ek vergi getirmesiyle yükselmiş ancak Washington ile Pekin arasındaki tarife ateşkesinde önemli ilerleme kaydedilmişti. Geçtiğimiz gün Trump’ın ticaret ateşkesini uzatması da piyasalarda iyimserlikle karşılanmış, örneğin ons altın 1331 dolar seviyesine ulaşmıştı. Gerçi ABD ile Çin anlaşsa bile bunun küresel ekonomik yavaşlamayı durdurmayacağını söyleyen uzmanların sayısı da bir hayli fazlaydı.
Raporda, maliyetlerde yaşanan kayda değer bir artışla birlikte genel karlılığın hafifçe düştüğü ve işletme iyimserliğinin azaldığı bilgisi de verildi. Ankette ayrıca beş şirketten yaklaşık birinin ya da yüzde 20’sinin pazarlarının bu yıl büyümesini beklemediği de söylendi. Katılımcıların üçte birinden fazlası için faiz ve vergilerden önceki kazançlar üzerindeki kar marjları, dünyanın diğer bölgelerindeki faaliyetlerden daha düşüktü.
Kaynaklar ve sanayi şirketlerinin yanında teknoloji şirketleri de karlılıklarının özel sektöre ait Çinli şirketlerin artan rekabetinden etkilendiğini dile getirdi. İç tüketimdeki büyümenin birincil bir iş fırsatı olduğunu söyleyen katılımcılar, Çin’in kısa vadeli yatırım planlarında birinci önceliğini sürdürdüğünü de belirtti. Havacılık, sağlık hizmetleri, perakende ve dağıtımdaki alt sektörler ise Çin’in yatırım ortamında en iyimser olanlardı.