
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Birleşmiş Milletler (BM) 74. Genel Kurul Toplantıları kapsamında Türk Amerikan İş Konseyinin (TAİK) 10. Türkiye Yatırım Konferansı’nda konuştu.
ABD’nin New York kentinde düzenlenen konferansta, Türkiye’nin mali disiplini sayesinde ekonomisinin sağlam adımlarla ilerlediğini ve Arjantin ile karıştırılmaması gerektiğini belirtti. Sorunlu krediler, cari denge, ikili ticaret gibi çeşitli konulara değinen Albayrak, Türkiye’nin yaklaşan küresel zorluklara en iyi hazırlanmış ülkelerden biri olduğunu ifade etti.
Bakan Berat Albayrak Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacminin çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.İki ülkenin karşılıklı çıkar ve saygıya dayalı bir ilişkisi olduğunu belirten Albayrak, söz konusu ilişkilerin insan haklarına saygı, özgürlük, demokrasi, serbest piyasa ekonomisi ve hukukun üstünlüğü gibi değerler üzerine kurulu olduğunu anlattı.
Bunun yanında her iki ülkenin de enerji, nükleer silahsızlaşma, terörle mücadele ve küresel ekonomik gelişmeler gibi konularda işbirliği yaptığını ekledi. Ticaret hacminin şu an olduğu düzeyden çok daha yüksek bir potansiyele sahip olduğunu, bu nedenle de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Trump’ın görüşerek 100 milyar dolar hedef koyduklarını hatırlattı.
100 milyar dolarlık ticaret hacminin gerçekleşmesi amacıyla Nisan ayından bu yana çeşitli görüşmeler yapıldığını belirtti. ABD ile Türkiye’nin yakın işbirliği içerisinde olduğunu, geçmişte de bugün de bu ilişkinin devam edeceğini sözlerine ekledi.
Ekonomik kırılganlıkların azaltılması ve yatırımların artırılması amaçları için yoğun bir mesai harcanıyor.Ağustos ayından bu yana Türkiye’ye yatırımcı çekmek için görüşmelerin yapıldığını söyleyen Albayrak, yaklaşan küresel zorluklara en iyi hazırlanan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirtti. Yeni Ekonomi Programı’nın ekonomik toparlanmada çok büyük katkısı olduğunu ve uygulamaya konulduğu dönemden bu yana dengelenme sağlandığını açıkladı.
İktisadi faaliyetlerin üçüncü çeyrekten bu yana toparlanmaya başladığını söyleyen Bakan Albayrak ilaveten yapısal reformların hayata geçirilerek dengelenmeye yardım ettiğini dile getirdi. Geçtiğimiz yıl %25,2’ye ulaşan enflasyonun şu anda %15’e gerilediğini ve önümüzdeki aylarda tek haneye ineceğini öngördü.
Türkiye ekonomisi temeli ve rekabetçi özelliğinden dolayı Arjantin ile karıştırılmamalıdır.Geçen yıl yaşanan gelişmelerden sonra Türkiye’nin Arjantin ile bir tutulduğunu ve Uluslararası Para Fonu’na (IMF) gidebileceğinin gündeme geldiğini söyledi. Ancak Türkiye’nin ekonomik konuda sağlam alt yapısı nedeniyle bu ülke ile karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Cari hesap alanında Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaşıldığını belirten Albayrak, Temmuz ayında cari fazlaya geçilerek Türk ekonomisinin ne kadar sağlam olduğunun ispatlandığını sözlerine ekledi. Son aylarda açıklanan verilerin ithalatta azalma, ihracatta artış olduğunu gösterdiğini, bu dengelenmenin iş adamlarının güçlü performansı ve devletin destekleri sayesinde gerçekleştiğini dile getirdi.
Yılın geri kalanında da iyileşmenin devam edeceğini ve pozitif bir büyüme rakamıyla seneyi artıda tamamlayabileceğimizi öngördü. Önümüzdeki dört yıl içerisinde herhangi bir seçim olmayacağını söyleyen Albayrak, 2020 yılında tüketim harcaması konusunda da iyi bir ivme yakalanacağına inandıklarını aktardı.
2020 yılında bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılanın %3’ün altında tutulacağını belirtti.Mali disiplinin Türkiye ekonomisinin ana çıpası olduğunu söyleyen Albayrak, devletin genel borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2002 yılında %72, şu an ise %3 olduğunu açıkladı.
Bunun güçlü bir bütçe disiplininin sonucu olduğunu belirterek, 2018 yılında gerçekleşen seçim sürecinin bütçe açığının artacağını dair endişeleri doğurduğunu ancak bu endişelerin yersiz olduğunun görüldüğünü belirtti. Türk bankacılık sektörünün sağlam ve güvenilir özelliğini korumaya devam ettiğini, varlık kalitesini korumak amacıyla esneklik gösterdiğini dile getirdi.
Ekonominin desteklenmesi amacıyla bankaların tüketicilere yeni krediler vermesi gerektiğini ve bu alanda da çalışmalar yaptıklarını belirtti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerinden elde edilen bilgilere göre takip hesaplarına aktarılması gereken toplam miktarın 8 milyar dolar olduğunu ve bunun yönetilebilir bir seviye olduğunu dile getirdi.
Sorunlu kredilerin kategorize edildikten sonra sektörün sermaye yeterlilik rasyosunun yasal sınırı olan %8 seviyesinin çok üzerinde kalacağını sözlerine ekledi.