
Amerika Birleşik Devletleri 8 milyon 521 bin vaka ve 226 bin ölümle, dünyada coronavirüs pandemisine en fazla kayıp veren ülke konumunda. Küresel çapta vaka sayısı 41 milyonu aştı. ABD salgının merkez üssü olmaya devam ediyor.
Salgınla mücadele kapsamında yapılan çalışmalar 30 Eylül ile sona eren mali yılda, ABD’nin bütçe açığını 3,1 trilyon dolara çıkardı. Bu rakam tüm zamanların en yükseği olarak kaydedildi.
İşten çıkarmaların arttığı dönemde hane halkı gelirinde ve genel ekonomide bozulma olurken, en ılımlı yolun hükümet desteğinin hiç kesilmemesi olduğu söyleniyor.
ABD Merkez Bankası (FED) Yönetim Kurulu Üyesi Lael Brainard, Society of Professional Economists’in online konferansına katıldı.
Şu an en büyük riskin virüs salgınının yanında mali yardımların geri çekilmesi olacağını söyledi. Dünyanın en büyük ekonomisinde pandemi nedeniyle tarihin en sert düşüşü yaşandı.
Brainard, kayda değer ölçüde toparlanma olmasına rağmen bunun geniş tabana yayılması ve sürdürülebilir olması için federal yardımların kesilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Para politikasında uygulanan stratejilerin yanında ek mali desteğinin de getirilmesinin ülke ekonomisinde daha belirgin bir toparlanma sağlayabileceğini ifade etti.
Finansal yardımların vaktinden önce durdurulması halinde; işsizlik artışı, ekonomi dinamiklerinin zayıflaması ve daha çok işletmenin kapanması gibi ciddi risklerle karşı karşıya kalınacağını söyledi.
Bu arada ABD’de ek teşvik paketine ilişkin müzakereler devam ediyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, 3 Kasım seçiminden önce anlaşmaya varılması için hükümete verdiği süre doldu. Pelosi’nin önerisi 2,4 trilyon dolarlık bir paketti. Ancak Başkan Donald Trump 1,6 trilyon dolarlık bir teklifte bulundu.
Görüşmeler için son gün dündü. Pelosi, Hazine Bakanı Steven Mnuchin ile görüşmeye girmeden önce iyimserliğin artmasına yol açan sinyaller verdi. Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Mark Meadows de ilerleme sağlandığını, görüş ayrılıklarının büyük ölçüde azaldığını söyledi.