Uluslararası Borsalar Küresel Ekonominin İyiye Gittiği İşaretiyle Yükselişle Açıldı

Geçtiğimiz hafta açıklanan verilere göre Çin ekonomisi 2019 yılının dördüncü çeyreğinde %6, yılın tamamında ise %6,1 oranında büyüme kaydetti. Bu oran ülkenin 1990 yılından bu yana gerçekleştirdiği en yavaş hızda büyüme olmasına karşın, piyasa beklentileri ile uyumlu gerçekleşti.

Bunun yanında sanayi üretiminin %6,9 ile beklentiyi aşması, ticaret savaşının yarattığı olumsuz etkilerin yavaş yavaş ortadan kalktığını işaret etti. Amerika’da açıklanan şirket bilançolarından pozitif gelmesi, Çin ile süren ticaret savaşının sona ermesi ve genel olarak ekonomik göstergelerde iyileşme olması küresel hisse senetlerinin haftaya yükselişle başlamasını sağladı.

Asya borsalarında haftanın ilk işlem günü Hang Seng Endeksi dışındakiler pozitif performans sergiledi. Japonya’nın Topix Endeksi %0,6 oranında artışla 1.745,61 puanda seyrediyor. Endeksin gün içi hareket aralığı 1.740,78 – 1.745,95 şeklinde oldu. %1’e yakın artış gösteren Güney Kore Kospi Endeksi 2.277,23 puana kadar yükseldi.

%0,40 primli, 3.088,12 puandan işlem gören Şanghay Bileşik Endeksi ise açılışın ardından 3.070,48 – 3.094,49 puanları arasında hareket etti. Asya piyasalarından negatif ayrışan Hang Seng Endeksi %0,64 ekside 28.870,14 puandan işlem görürken, seans sırasında en düşük 28.857,79 puanı gördü.

ABD’de 10 yıl vadeli Hazine tahvillerinin faizi geçtiğimiz haftayı %1.82 seviyesinden tamamladı. UBS Asset Management Avustralya tahvil birimi yöneticisi Anne Anderson, ekonomik göstergelerin küresel alanda istikrara kavuşması ve ticaret anlaşmasının birinci kısmının imzalanmasıyla, piyasaların 2020 yılına pozitif başladığını söyledi.

Uzmanlar geçen hafta açıklanan ekonomik verilerin olumlu etkisinin, yeni haftanın açılışında hissedildiğini, bu hafta ise radarda şirket bilançoları olduğunu belirtiyor. Hisse senetlerinde artış ekonomiye dair umut yaratsa da Uluslararası Yatırım Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, 1929 yılında yaşanan Büyük Buhran konusunda uyarıda bulundu.

Finans sektöründeki istikrarsızlığın ve küresel boyutta eşitsizliğin sürmesinin, dünyanın bir kez daha Büyük Buhran benzeri bir kriz yaşayabileceği riski olduğuna dikkat çekti.