
Yeni ekonomik tahminlerini yayımlayan Avrupa Komisyonu, daha geniş farklılıklarla daha derin bir durgunluk öngördü.
Mayıs ayında yayımladığı tahminlerinde Euro Bölgesi için 2020’de tarihi resesyon öngören Avrupa Komisyonu’nun o zaman verdiği rakam yüzde 7,75 daralmaydı. AB ekonomisindeki daralmanın ise yüzde 7,4 seviyesinde gerçekleşeceği belirtilmişti.
Yeni tahminde ise AB ekonomisinin 2020’de yüzde 8,3 daralıp, 2021’de yüzde 5,8 büyüyeceği söylendi. Euro Bölgesi içinse 2020’de yüzde 8,7 daralma ve 2021’de yüzde 6,1 büyüme öngörüldü.
Rakamlardan da anlaşılacağı gibi Avrupa Komisyonu, Mayıs ayındaki bahar tahminine kıyasla çok daha derin gerileme olacağını öne sürdü.The EU economy will experience a deep recession this year due to the #coronavirus.
This is despite the comprehensive policy response at both EU and national levels.
We need a swift agreement on #NextGenerationEU recovery plan and #EUbudget to help the economy. #ECForecast
— European Commission ?? (@EU_Commission) July 7, 2020
“AB ekonomisi, hem AB hem de ulusal düzeylerdeki hızlı ve kapsamlı politika yanıtlarına rağmen bu yıl pandemi nedeniyle derin bir durgunluk yaşayacak” denilen raporda; kilitleme önlemlerinin bahar tahminde varsayıldığından daha kademeli bir şekilde kaldırıldığından 2020’de ekonomik faaliyet üzerindeki etkinin beklenenden daha önemli olacağı dile getirildi.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, kilitlemenin ekonomik etkisinin başlangıçtaki tahminden daha ciddi olduğunu belirterek şu ifadeleri kulladı:
“Fırtınalı sularda dolaşmaya devam ediyoruz ve başka büyük bir enfeksiyon dalgası da dahil olmak üzere birçok riskle karşı karşıyayız. Bu yıl ve gelecek için baktığımızda bir toparlanma bekleyebiliriz, ancak toparlanmanın farklı hızı konusunda uyanık olmamız gerekecek. Krizden daha güçlü ve birleşmiş olarak çıkmayı garantilememiz için çalışanları ve şirketleri korumaya devam etmeli ve AB düzeyinde politikalarımızı yakından koordine etmeliyiz.”
Avrupa Komisyonu’nun ekonomiden sorumlu üyesi Paolo Gentiloni de koronavirüsün şu anda yarım milyondan fazla insanın ölümüne yol açtığını ve rakamın her gün arttığını vurguladı.
Ve bu tahminin, salgının yıkıcı ekonomik etkilerini gösterdiğini aktardı. Avrupa’daki politika tepkisinin vatandaşlara yönelik darbeyi hafifletmeye yardımcı olurken bunun artan bir ayrışma, eşitsizlik ve güvensizlik hikayesi olarak kalmaya devam ettiğini ekledi.
Dolayısıyla Komisyon tarafından önerilen toparlanma planı üzerinde hızlı bir anlaşmaya varmanın, bu kritik zamanda ekonomilerine hem yeni güven hem de yeni finansman sağlamak için önemli olduğunu savundu. Raporda ikinci çeyrekte ekonomik üretimin ilk çeyreğe kıyasla daha fazla daralmasının beklendiği kaydedildi.
Bununla birlikte Mayıs ve Haziran aylarına ait ön verilerin, en kötünün geçmiş olabileceğine işaret ettiği söylendi.
Toparlanmanın yılın ikinci yarısında, üye devletler arasında eksik ve düzensiz kalacak olmasına rağmen hız kazanacağı dile getirildi. AB ekonomisine yönelik şok, salgının tüm üye devletleri vurması nedeniyle simetrikken hem 2020’deki çıktıdaki düşüş hem de 2021’deki toparlanma gücünün belirgin şekilde farklılaşacağı aktarıldı.
Enflasyonun genel görünümünün bahar tahmininden bu yana çok az değiştiği; petrol ve gıda fiyatlarının beklenenden fazla yükselirken, etkilerinin zayıf ekonomik görünüm, KDV indirimleri ve bazı üye devletlerde alınan diğer önlemlerin etkisiyle dengelenmesinin beklendiği belirtildi.
Tahmin kilitleme önlemlerinin hafiflemeye devam edeceğini ve ikinci bir enfeksiyon dalgası olmayacağını varsayarken belirsizliğe atıfta bulunuldu. İşgücü piyasasının beklenenden daha uzun vadeli izlere maruz kalabilmesi ve likidite zorluklarının birçok şirket için ödeme gücü sorunlarına dönüşebileceği konusunda önemli riskler olduğu bildirildi.
Finansal piyasaların istikrarı ve üye devletlerin ulusal politika yanıtlarını yeterince koordine etmeme tehlikesinin yanında İngiltere ve AB arasındaki gelecek ticaret ilişkileri konusunda bir anlaşmanın sağlanamamasının, özellikle İngiltere için daha düşük büyümeye neden olabileceği söylendi.
Daha geniş anlamda, korumacı politikalar ve küresel üretim zincirlerinden aşırı geri dönüşün ticaret ve küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebileceği öngörüldü. Koronavirüse karşı bir aşının erken dönemde bulunabilirliği ise olumlu risk olarak gösterildi.