
Rusya’nın Ukrayna topraklarında başlattığı askeri saldırı, birkaç ülke dışında tüm dünya tarafından şiddetle kınanırken, Batılı ülkeler yaptırımlara doymuyor. Rusya hükümetine, zenginlerine, bankacılık ve enerji olmak üzere birçok sektöre uygulanan yaptırımlarla, Rus ekonomisi hedef alınıyor.
Bu sayede Putin’in savaş kaynağının azaltılması ve Ukrayna’ya saldırısının bedelinin ödetilmesi isteniyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bugüne kadar 5 binden fazla yaptırım kararı geldiğini ve bunun devamının olabileceğini söyledi.
Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gücünün azaltılması çağrısında bulundu. Putin’in gücünü azaltarak onu yok etmek için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini ifade etti. Rusya’dan enerji ithalatının derhal durdurulması çağrılarına ise tedarik zincirini güvence altına aldıktan sonra adım atabileceklerini aktardı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Rus enerjisine bağımlı kalınmaması ve alternatifler geliştirilmesi için uzun zamandır çalıştıklarını fakat bunun bir anda yapılamayacağını söylemişti. Bu nedenle de şu an için Rusya’dan enerji almaya devam edeceklerini aktarmıştı.
Scholz: Savaştan Kaçanları Destekleyeceğiz
Dün bir basın toplantısı yapan Scholz, savaş nedeniyle milyonlarca insanın Avrupa’ya ve Almanya’ya kaçtığını söyledi. “Korkunç savaştan etkilenen ve kaçarak Ukrayna’dan bize gelenleri destekleme konusunda hemfikiriz.” diyen Şansölye, daha fazla insanın geleceğini bildiklerini aktardı.
Ukrayna’dan kaçan mültecilerin çoğunun Polonya’ya gittiğini ancak Almanya’ya gelenlerin sayısının da her geçen gün arttığını belirtti. Bu durumun zor olacağını bildiklerini ve hızla barınma desteği sağlayacaklarını ifade etti.
Söz konusu desteğin sağlanması için mali konuların görüşüleceği bir çalışma grubu kurulacağını sözlerine ekledi.
Almanya’da Rus kökenli insanlara yönelik saldırılar için “Ben bunun Putin’in savaşı olduğunu vurguladım. Rus kökenli vatandaşların hakarete, tahkire veya fiziksel saldırıya uğraması kesinlikle kabul edilemez. Devletin güvenlik anlayışı ayrım gözetmeksizin Almanya’daki herkes için geçerlidir.” dedi.