
Suudi Arabistan’ın eski istihbarat şefi olan Prens Turki el Faysal, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin İran’ın geçen yılki kışkırtıcı eylemlerinden sonra en azından bazı hırslarını kontrol etmek için kesinlikle önemli bir adım olduğunu söyledi.
CNBC’ye konuşan Suudi Prens, petrol tankerlerine yapılan saldırıların Aramco tesislerine yönelik saldırılarla doruğa ulaştığını ve hiçbir yanıtın olmadığını dile getirdi.
“Bu, İran hükümetine ve İran liderliğine, bunun yanlarına kar kalmayacağı yönünde bir tür uyandırma çağrısıydı” diyen Turki el Faysal, Tahran’ın her iki olaya karıştığını reddetmesine rağmen Süleymani’nin ölümünün İran gündemini durdurmayacağını öne sürdü.
Orta Doğu’da gerilimi yükselten Kasım Süleymani olayının önemini vurgulayan Suudi Prens, bunun İran’ın başka faaliyetlerini durduracağını düşünmediğini açıkça belirtti.Gerekçesini de İran liderliğinin, bir projeye sahip olduğunu, bu projenin dünyadaki tüm İslam’ın baskın temsilcisi olmak olduğunu kaydetti. Tahran’ın projesini ilerletmek için Lübnan’daki Hizbullah ve Yemen’deki Husiler gibi suretler kullandığını sözlerine ekleyen Turki el Faysal; “bu devam edecek, belki Süleymani’nin yaşadığı zamandan daha az verimli ama kaçınılmaz biçimde eşit derecede terörist ve kötü niyetli olarak” dedi.
ABD birliklerinin bölgedeki ülkelerden çekilmesine de değinen el Faysal, 2011 yılında El Kaide lideri Usame bin Ladin’in öldürülmesinin ardından kaçırılmış bir fırsata atıfta bulunarak, belki de ABD’nin Afganistan’dan daha erken aşamalarda çekilmesi gerektiğini aktardı. Irak için Amerikan güçlerinin ayrılmasının daha iyi olup olmadığı yönündeki soruya ise; “bugün değil” diyerek yanıt verdi.
ABD’nin Irak’ı işgali sırasında Amerikalı ve İngiliz yetkililerle konuştuğunu hatırladı. “Onlara Irak’ı girdiğiniz kadar hızlı bir şekilde terk etmeyeceğinizi umduğumu söylediğimi hatırlıyorum” dedi. “Amerika’nın birlikleri çıkardığını gördük ve sonra El Kaide faaliyete başladı ve sonra General David Petraeus’un altındaki birlikleri geri itmeleri gerekti” ifadelerini ekledi.