Eskiyen, kırılan, bozulan ya da sadece canımızı sıkan o kadar çok eşyayı çöpe atıyoruz ki… Sonuçta; konu çöpe atmak olduğunda binlerce neden bulunabiliyor. Kimilerini artık görüşmediğimiz insanların anılarından kurtulmak için atıyoruz, kimilerini de yalnızca bize ayak bağı oldukları için!
Hele de minimalizm akımının giderek daha çok popülerleştiği bu dönemde, fazlalıklardan kurtulma olayını abartarak elimize geçen her şeye “bu da çöp” demekten çekinmiyoruz. Oysaki sadeleşmenin pek çok akıllıca yolu var. Mesela, fazlalıklardan kurtulurken para kazanmak gibi! Ya da elimizi çöpe uzatmadan önce tüketimin giderek çılgın bir hal aldığı şu çağımızda, geri dönüşüm seçeneklerini düşünmek gibi.
Zira inanın bana, diğerleri gibi sizin etrafınız da çöpe atmadan önce bir kez daha düşünmeniz gereken ürünler ile doludur! Her neyse, konu çöp olduğu için kendimi tutamayıp biraz fazla konuştum. Şimdi sizi asıl konumuzla, yani Çöpteki Hazineler Müzesi ve onun yaratıcısıyla tanıştırıyorum…
Aşağıdaki resimde gördüğünüz adamın ismi Nelson Molina ve kendisi 30 yıl boyunca çöp toplama görevlisi olarak çalışmış.Bir belediye işçisinin emekleri ile ortaya çıkartılan Çöpteki Hazineler Müzesi, New York’un 30 yıllık geçmişi hakkında önemli bilgiler veriyor. Son olarak; Molina’nın müzesinin kamuya açık değil yalnızca özel ziyaretlerle görülebildiğini de söyleyelim.
Ücretsiz VİOP deneme hesabı açın ve 100.000 lira sanal para ile risk almadan nasıl yatırım yapacağınız öğrenin.